“Bedence gelişmiş olanları da sizin için, Allah’a kulluğun simgelerinden yaptık. Onlarda sizin için hayır vardır. Sıra sıra dururlarken üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları yere yapıştığı zaman onlardan yiyin, halinden memnun olana da isteyene de yedirin. Onları bu şekilde sizin hizmetinize verdik, belki şükredesiniz.”(Hac, 22/36)
X: Hocam, siz “bedence gelişmiş” diyorsunuz ama elimdeki meallerden bazıları “büyükbaş hayvanlar” bazıları da “develer ve sığırlar” diyor?
HOCA –O sözlerin ayetteki karşılığı “el-büdn (الْبُدْنَ) kelimesidir. Büdn, “bedene” nin çoğuludur. Kelimenin kök anlamı, vücutça gelişimini tamamlamış demektir [1].
Nebimiz bunu “müsinn” (المسن) sözüyle açıklamış ve “müsinn olmayanı kesmeyin [2]” demiştir.
Müsinn, süt dişleri düşmüş hayvan diye tanımlanır. Bundan dolayı fıkıh âlimleri kurbanlık koyun ve keçinin bir yaşını, sığırın iki yaşını, devenin de beş yaşını bitirmiş olmasını şart koşmuşlardır. Deveye ve sığıra bedene denmesi iri gövdeli olmaları sebebiyledir. Nebimiz küçükbaş hayvanları da kurban ettiği için âyetteki “büdn” kelimesine sadece bu anlamı vermek doğru olmaz.
X: Peki, “Sıra sıra dururlarken üzerlerine Allah’ın adını anın”emrini nasıl anlamalıyız?
HOCA –“Sıra sıra dururlarken” ifadesi, bir kurban kesim yerinin olmasını gerektirir. Herkes kurbanını ayrı bir yerde keserse kurbanlıkların sıra sıra durmaları mümkün olmaz. Allah’ın Elçisinin belirlediği bir kurban kesim yeri vardı ve kurbanı orada keserdi[3].
“Sıra sıra dururlarken üzerlerine Allah’ın adını anın” emri, hayvanların yere yatırılmadan kesilmesini de gerektirir. Boğazı ile göğüs kafesinin birleştiği yere keskin bir bıçak saplanırsa damarları kesilir ve hayvan, kesildiğini hiç anlamadan baygın bir şekilde yere düşer. Buna “nahr” denir. Bu yöntemle deve, yatırılmadan bir-iki saniye içinde kesilir. Bu kesim şeklinin deveye has olduğu zannedilir; ama âyette, bütün kurbanlıkların böyle kesilmesi istenmektedir.
Alıntı: https://www.suleymaniyevakfi.org/bulten/kurban.html
Ayrıca okuyabilirsiniz:
1 – https://kitapveinsan.com/kurban-bayrami-vahset-midir-doyurucu-bir-yazi/