Dirilerin Kitabı Kur’an

Kitap ve İnsan - kitapveinsan.com

 

Yüce Allah, elçilerini apaçık kanıtlar olan kitaplarıyla birlikte, insanlara müjde verme ve uyarıp-korkutma görevleriyle yolladığını bildirir. Kulların yapması gereken de, elçilerin bildirdiği gerçekler üzerinde derin düşünmektir:

“(Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kuran’ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye.” (Nahl Suresi, 44)

Yüce Allah Kuran’ın indiriliş nedenini,

“(Bu Kur’an, ) Ayetlerini, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.” (Sad Suresi, 29) ayeti ve diğer birçok Kur’an ayetiyle tüm insanlığa haber verir.

İnanan insanlar, Rabbimizin kendileri için yaşam rehberi olan mesajını okur, okuduklarında “imanlarını artırır” (Enfal Suresi, 2) ve yaşamlarını ona göre düzenlerler.

Müslümanlar ilk dönemlerde Kuran’daki buyruklara gereği gibi uyarak hem dünyada hem ahirette gerçek mutluluğu yaşadılar. Ancak zamanla Kuran’ı yaşam rehberi edinmek yerine mezar başlarında ve ölenlerin arkasından okunan bir ölü kitabı gibi görerek büyük yanılgıya düştüler. Böylece Peygamberimiz’in(sav) ümmetinden tek şikâyeti olan,

“Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kuran’ı terk edilmiş (bir Kitap) olarak bıraktılar.” (Furkan Suresi, 30)

sözü de gerçekleşmiş oldu. Tamamı 55 ayet olan Kamer Suresi’nin altı ayetinde Kur’an, “Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?” diye seslenir. Kur’an diri olanları uyarmak amacıyla indirilmiştir ancak ilginç bir tevafuktur ki, Kur’an’ın diriler için olduğu konusuna, ölenlerin ardından okunan Yasin suresi’nin bir ayetinde dikkat çeker Yüce Rabb’imiz:

(Kur’an, ) diri olanları uyarıp korkutmak ve kafirlerin üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir). (Yasin Suresi, 70)

İstiklal Marşı’mızın yazarı M. Akif Ersoy da, Kuran’ın mezarlıkta okumak ya da fal bakmak için indirilmediğine şu dizeleriyle dikkat çeker:

Lafzı muhkem yalınız, anlaşılan Kur’an’ın:

Çünkü kaydında değil, hiçbirimiz ma’nanın:

Ya açar Nazm-ı Celil’in, bakarız yaprağına;

Yahud üfler geçeriz bir ölünün toprağına.

İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin,

Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için!

Muhammed İkbal ise Kur’an okumayı terk eden Müslümanlara şöyle seslenir:

“Kardeşim sana hayat verecek Kur’an ile senin arana girenler, seni ömründe Kuran’la sadece bir defa buluştururlar. O da hayat bulman için değil rahat ölmen için Yasin okurlar.”

Bizler, “Şimdi sen, ölülere (söz) duyuramazsın ve arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.” (Rum Suresi, 52) ayetindeki ölüler ve sağırlar gibi işitemeyenlerden olmayalım.

Henüz yaşıyorken, okuyalım; Kuran’ı başucu kitabımız yapalım. Ayetlerini iyiden iyiye düşünelim; hala diriyken ve hala işitiyorken-Allah’ın dilemesiyle- yaşamımızı ona göre düzenleyelim. Kuran’ı okuyup, dinleyelim; salih amellerde bulunarak ecir kazanalım.

Kur’an ruhumuzun gıdasıdır; ruhumuzu Kuran’la besleyelim, Kuran’la dirilelim.

Haber Hilal