Uydurduklarından dolayı onların vay haline!

Kitap ve İnsan - kitapveinsan.com

 

[ “Para hırsıyla kendi yazdıklarını ‘Bu Allah’tandır’ diye sunanların vay haline! Uydurduklarından dolayı onların vay haline! Üstlendikleri vebalden dolayı onların vay haline!”Bakara; 2/79].

Yani vay haline o din adamlarının!

Vay haline o tapınak tacirlerinin! Musa’nın, İsa’nın, Muhammed’in kürsüsünde oturup ağır ve taşınması güç yükleri insanların üzerine yükleyenlerin, bu yükleri taşımak içinse parmaklarını bile oynatmayanların, yaptıklarının tümünü gösteriş için yapanların, allı pullu din adamı kıyafetleri ile dolaşanların, toplantılarda başköşeye, tapınaklarda en seçkin yerlere oturmaya bayılanların, meydanlarda selamlanmaktan zevk duyanların vay haline!

Allah’ın kitabını okumak isteyenlere kapatanların, ne kendisine ne de başkasına açmayanların vay haline!

Bir tek kişiyi dinlerine döndürmek için kıtalar dolaşıp, dinlerine döneni de kendilerinden iki kat cehennemlik yapanların vay haline!

Nanenin, dereotunun, kimyonun ondalığını sayıp durmaktan adaleti, sevgiyi, merhameti unutanların vay haline!

Küçük sineği süzüp ayıran fakat deveyi amuduyla yutanların vay haline!

Yemeği “Sünnettir inşallah” deyip temizleyen ve fakat ömründe bir kap yemeği açlarla bölüşmemişlerin vay haline! Görkemli mezarlarda yatan curûfların vay haline!

“Ey din bilginleri, Ferisiler, ikiyüzlüler, engerek soyu!” Allah’ın kitabını okutmazsınız, kendi ellerinizle yazdıklarınızı ise sanki vahiymiş gibi ezberletirsiniz. Allah’ın adını azgın ihtiraslarınıza âlet edersiniz. Ayet alıp ayet satarsınız. Uydurup uydurup “Allah böyle dedi” diyerek pazarlarsınız. Allah’ı, Kitabı, Musa’yı, İsa’yı, Tevrat’ı, İncili (ve de Kuran’ı ve Muhammed’i) hepsini servet yığmaya alet etmeyi pek de iyi becerirsiniz. Din iman nutuklarıyla servet yığanların vay haline! Her kendini aldatan günahkârın vay haline!

Alıntı: İ. Eliaçık, 16.01.2011