Yusuf suresinden ne öğrendik?

Kitap ve İnsan - kitapveinsan.com

“Şurası bir gerçek ki Yusuf’ta ve kardeşlerinde, araştırmak isteyen herkesin çıkaracağı dersler vardır.” Yusuf (12/7)

1. Sırlarını ve hayallerini sadece güvenebileceğin ve seni sevdiğinden emin olduğun kişilere anlat.

“Hani Yûsuf, babasına “Babacığım! Gerçekten ben (rüyada) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı” demişti.” Yûsuf (12/4)

“Babası, şöyle dedi: “Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma. Yoksa, sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.”” Yûsuf (12/5)

2. Çocuklarınızın düşünce, hayal ve istekleri hakkında sizinle konuşmaya ihtiyaçları vardır. Bu yüzden sizinle çocuklarınız arasında güven ve sevgi köprüleri inşa edin.

“Hani Yûsuf, babasına “Babacığım! Gerçekten ben (rüyada) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı” demişti.” Yûsuf (12/4) 

3. Dürüstlük yolu kötülük planlayarak başlayamaz. Dürüstlük yolu Yusuf’un öldürülmesiyle başlayamaz.

““Yûsuf’u öldürün veya onu bir yere atın ki babanız sadece size yönelsin. Ondan sonra (tövbe edip) salih kimseler olursunuz.”” Yusuf (12/9)

4. İki kötü şey arasında seçim yapmak zorunda kalırsanız, en az kötü olanı seçmeye çalışın.

“Onlardan bir sözcü, “Yûsuf’u öldürmeyin, onu bir kuyunun dibine bırakın ki geçen kervanlardan biri onu bulup alsın. Eğer yapacaksanız böyle yapın” dedi.” Yusuf (12/10)

5.Sözlerin başkasının hayatını kurtarabilirse sessiz olma!

“İçlerinden söz alan biri şöyle konuştu: “Yûsuf’u öldürmeyin. Onu bir kuyunun dibine bırakın; gelip geçen kafilelerden biri onu bulup alır. Yapacaksanız böyle yapın!””(Yusuf 12/10)

6. Kötülüğü bitiremezsiniz, onu azaltmaya çalışın.

“İçlerinden söz alan biri şöyle konuştu: “Yûsuf’u öldürmeyin. Onu bir kuyunun dibine bırakın; gelip geçen kafilelerden biri onu bulup alır. Yapacaksanız böyle yapın!””(Yusuf 12/10)

7. Bazı insanlar kendilerini bir öğütçü olarak göstermeye çalışıyorlar çünkü aslında onlar bize zarar vermek istiyorlar.

“Dediler ki: “Ey babamız, ne oluyor da Yûsuf konusunda bize güvenmiyorsun. Oysaki biz ona hep öğüt vermekteyiz.”” (Yusuf 12/11)

8. Allah en iyi koruyandır. Yusuf’un büyük kardeşleri:

““Yarın onu bizimle beraber gönder de gezip oynasın. Şüphesiz biz onu koruruz.”” Yusuf (12/12)

Yakub onlara,

“Allah en iyi koruyandır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir” dedi. Yusuf (12/64)

9. Allah’ın yolunda olursanız, tüm insanlar size zarar verme konusunda ittifak etse bile işe yaramaz. En yüce söz sahibi sadece Allah’tır. Yusuf’u kuyudan saraya götüren Allah’tır.

“Su çukurunun görünmeyen yerine bırakmak için söz birliği içinde götürdükleri sırada Yusuf’un içine şunu vahyettik: “Bir gün, hiç beklemedikleri bir anda onlara, yaptıkları bu işi bildireceksin.”” Yusuf (12/15)

10. Duyguları sahte olanlar, başkalarını aldatmadan önce kendilerini kandırırlar. Kendini aldatmak ne kadar kötü bir şeydir!

“(Yûsuf’u kuyuya bırakıp) akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.” Yûsuf (12/16) 

11. Suçlu, başkaları onu araştırmadan önce, masumiyetini kanıtlama telaşına düşer.

“Yusuf’un başka bir kanla bulanmış gömleğinin başına toplaştılar.” Yusuf (12/18)

12. Bu dünyadaki tüm paranın Yusuf’un ahlakına kıyasla değeri nedir? Peygamber Yusuf düşük bir fiyata satılmıştı.

“Yusuf’u pek ucuza, bir kaç dirheme sattılar. Yanlarında değeri yokmuş gibi davrandılar. ” Yusuf (12/20)

Ahlaklı kişinin değerini ancak onun gibi ahlaklı kişiler bilebilir.

13. “Allah’a sığınırım” şeklinde bir tavır hayatımızda var mı? 

“Bulunduğu evin kadını, ısrarla ondan yararlanmak istedi. Bütün kapıları kapadı. “Haydi, gel” dedi. Yusuf: “Allah’a sığınırım. O benim Rabbimdir. Bana iyi bir makam verdi. Şüphesiz zalimler kurtuluşa eremezler” dedi.” Yusuf (12/23)

14. Bir insana iyilik yapmanız, size o insanı istediğiniz şekilde kullanma hakkını vermez. Mesela Mısır Azizi’nin karısı Yusuf’u kendi evinde barındırdı ve çok güzel şekilde ağırladı, Yusuf büyüyüp olgunlaştığında ise onu kendi arzularına alet etmek istedi ve bu hakkın kendisinde olduğuna inandı, fakat bu tamamıyla yanlış bir davranıştı.

“Bulunduğu evin kadını, ısrarla ondan yararlanmak istedi. Bütün kapıları kapadı. “Haydi, gel” dedi. Yusuf: “Allah’a sığınırım. O benim Rabbimdir. Bana iyi bir makam verdi. Şüphesiz zalimler kurtuluşa eremezler” dedi.” Yusuf (12/23)

15. Allah’a içtenlikle ibadet ettiğinizde Allah’ı kızdıracak ve size eziyet getirecek olan kötü şeyleri kendinizden uzaklaştırmış olursunuz. Yusuf, Allah’ın yolunu tercih ettiği için Allah onu korudu.

“İşte böylece onu kötülükten ve fuhuştan uzaklaştırırız. Muhakkak ki; o muhlis kullarımızdandır.” Yusuf (12/24) 

16. “İkisi de kapıya koştular.” Yusuf (12/25)

Yusuf onun karakterini korumak istediği için. Kadın ise onun şehvetini tatmin etmek istediği için.

Başkaları Allah’a itaatsizlik ettiğinde siz kapıya koşun, onlarla aynı yerde olmayın.

17. Yusuf’tan ne öğrendik? Ahlaklı kalabilmek için bedel ödemek ahlaksız olmaktan iyidir:

Yûsuf dedi ki “Ey Rabbim! Bu kadınların istediklerini yapmaktansa, hapsi tercih ederim”. Yûsuf (12/33)

18. Yusuf suresinde öğrendiklerimizden biri de şudur: Kişiliğini, karakterini, imtihanını kaybetmemek için her türlü zorlukla karşılaşmaya hazır ol.

Yusuf dedi ki “Ey Rabbim! Bu kadınların istediklerini yapmaktansa, hapsi tercih ederim”. (Yusuf 12/33)

19. Hapishanede iken Yûsuf’a:

“Muhakkak ki; biz seni muhsinlerden görüyoruz.” dediler. Yüsuf (12/36)

Yüsuf, Mısır’ın hazinesinin valiliğine geldiğinde ona şöyle denildi:

““Ey azîz (vezir)! Gerçekten onun çok yaşlı, büyük bir babası var. O sebeple onun yerine bizden birisini al (tut). Muhakkak ki; biz seni muhsinlerden görüyoruz.” Yüsuf (12/78)

Güç, makam ve para Yusuf’u değiştirmedi. Yusuf hep muhsinlerdendi. Ahh ah Yusuf’un ahlâkına ne kadar ihtiyacımız var!

20. Hapis, zulüm ve ailesinden uzak yaşamaya, yabancılaştırılmaya rağmen, Yûsuf tek ve benzersiz olan Allah’a daveti hiç bir zaman ihmal etmedi.

““Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı ilâhlar mı daha iyidir, yoksa mutlak hâkimiyet sahibi olan tek Allah mı?”” Yûsuf (12/39) 

21. Toplumun acı çektiği durumlarda, kişisel polemikleri bir yana bırakıp çözüm aramalıyız. İnsanlar kıtlık geldiğinde, hapishanede bulunan Yusuf’un çözüm aramasını istediler. Peki Yusuf ne yaptı?

“Bana haksızlık ettiniz ve zindana attınız, bu nedenle size yardımcı olmayacağım” mı dedi? Veya böyle mi demeliydi?

Asla! Kişisel problemini o anlık unutarak, insanları kıtlıktan kurtaracak çözüm yollarını gösterdi.

“”Yûsuf, ey özü sözü doğru insan! Şu rüyayı yorumla bize. Yedi semiz inek var, yedi cılız inek bunları yiyor; yedi yeşil başak, bir yedi tane de kuru başak. Umarım buradan insanların yanına giderim, onlar da öğrenirler.”

Yûsuf dedi: “Alışılageldiği şekliyle yedi yıl ekin ekeceksiniz. Biçtiklerinizden yiyecek kadar az bir miktar alır, gerisini başağında bırakırsınız.”

“Bunun ardından yedi kurak yıl gelecek. Bu yıllar, saklayabileceğiniz bir miktar ekin hariç, önceden biriktirdiklerinizi yiyip tüketecek.”

“Bunun arkasından bir yıl gelecek ki, halk onda bol yağmura kavuşup rahat edecek; meyva suyu sıkıp süt sağacaklar.”” Yûsuf (12/46-50) 

22.Yusuf a.s, toplumun kıtlık ve yok olma tehlikesinden uzaklaştırılıp, ekonominin korunması için üretimin artırılması ve tüketimin azaltılması gerektiğinden bahsediyor.

“Yusuf dedi ki “Yedi yıl, ara vermeden ekip biçersiniz. Yiyeceğiniz az bir miktar dışındaki bütün hasadı başağında bırakın.” Yusuf (12/47)

Günümüzün ekonomik sorunlarını çözebilmek için Yusuf a.s’ın düşünce metodunu iyi anlamak zorundayız. Allah’ın dini de bizi üretim yapmaya ve derin taktikler üretmeye çağırıyor. Üretimin arttırılması ve gereksiz tüketimin azaltılması kuvvetli bir ekonominin ve müreffeh bir toplumun temelidir.

Yusuf a.s’ın projesi üç şey üzerine kuruluydu: Birincisi; üretimin arttırılması, ikincisi; tüketimin azaltılması, üçüncüsü: gerektiğinde biriktirdiklerimizden istifade etmek.

Sürekli üretim, başarılı bir ekonominin direğidir. Bu yüzden yüce Allah şöyle buyuruyor:

“De ki “Çalışın; çalışmanızı hem Allah, hem Elçisi hem de inanıp güvenenler görecektir. Sonra görünmeyeni ve görüneni bilenin huzuruna çıkarılacaksınız. O zaman size bütün çalışmanızı bildirecektir.” Tevbe (9/105)

Bir toplum, fertlerinin iş gücünden istifade ettiği ve onları uygun yerlerde vazifelendirdiği oranda güçlü bir gelişime sahip olur. 

23. Bazen gerçek uyur ama ölmez.  Yıllar sonra gerçek ortaya çıkıyor:

“Kral, kadınlara, “Yûsuf’tan murad almak istediğiniz zaman derdiniz ne idi?” dedi. Kadınlar, “Hâşâ! Allah için, biz onun bir kötülüğünü bilmiyoruz” dediler. Aziz’in karısı ise, “Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ondan ben murad almak istedim. Şüphesiz Yûsuf doğru söyleyenlerdendir” dedi.” Yusuf (12/51)

24. Hayatınız boyunca geçmişinizi sürekli temiz tutun, bu davranışı şiar edinmekten daima gurur duyacaksınız. Yusuf’un geçmişi, kıyamete kadar örnek bir figür olarak hatırlanacak kadar temizdi.

“Kral kadınlara dedi ki “Yusuf’u istediğinizde nasıl bir karşılık gördünüz?” Kadınlar: “Allah için o böyle şeylerden uzaktır” dediler. Onun aleyhine bir kötülük bilmiyoruz.” Yusuf (12/51)

25. Yeteneklerinizi ve potansiyelinizi belirleyin ve size en uygun olan işi seçin. Çünkü becerilerinize uygun işi seçtiğinizde başarılı olacaksınız.

Yusuf a.s kendimize güvenmemiz, becerimize ve ilgi alanımıza uygun görevler seçmemiz gerektiğini bize öğretiyor. Bu iki öğreti insanın hayatta başarılı olmasının anahtarıdır. Bu nedenle Yusuf a.s şöyle buyuruyor:

“Yusuf dedi ki “Beni ülkedeki ambarların başına getir. Ben onları korurum ve bu işi bilirim.” Yusuf (12/55)

Bugün Müslüman toplumlara düşen görev, herkesi ehil oldukları alanlarda vazifelendirmektir. Bu Allah’ın hepimize emridir:

“Allah size, emanetleri ehline vermenizi emreder…” Nisa (4/58) 

26. Yûsuf’u kuyuya atan ve ona zulmeden eller ile bir kaç sene sonra Yûsuf’tan sadaka alabilmek için uzanan eller, aynı ellerdi.

“Yûsuf’un kardeşleri çıkageldiler ve yanına girdiler. Yûsuf onları tanıdı, onlar ise Yûsuf’u tanımıyorlardı. Yûsuf, onların yüklerini hazırlatınca dedi ki: “Sizin baba bir kardeşinizi de bana getirin. Görmüyor musunuz, ölçeği tam dolduruyorum ve ben misafir ağırlayanların en iyisiyim.” “Eğer onu bana getirmezseniz, artık benim yanımda size verilecek tek ölçek (zahire) bile yoktur ve bir daha da bana yaklaşmayın.”” Yûsuf (58-60) 

27.Yusuf a.s bize, konuştuğumuz zaman yumuşak ve sert arasında bir denge kurmamız gerektiğini öğretiyor. Konuya ve kişiye uygun bir denge…

“Yusuf onların mallarını yüklettikten sonra dedi ki “Bir dahaki sefere babanızdan olan bir erkek kardeşinizi daha getirin. Görmüyor musunuz, ölçeği tam yapıyorum. Bir de ben konuklarımı iyi ağırlarım. “Eğer onunla birlikte gelmezseniz ne benden bir ölçek alabilirsiniz, ne de yanıma yaklaşabilirsiniz.” Yusuf (12/59-60)

Yusuf a.s’ın ilk ayette yumuşak bir dil kullandığı dikkat çekerken, devamındaki ayette tehdit taşıyan sert bir üsluba geçiş yaptığı görülmektedir. Bu üslup dinleyiciler üzerinde daha büyük bir etki yaratıyor. Yüce Allah, elçisinden de tebliğ yaparken aynı üslubu kullanmasını istiyor:

“Kullarıma bildir ki ben, günahları örterim, ikramım da boldur. Azabım da şiddetlidir, can yakan bir azaptır.” (Hicr 15/49-50)

28.Oğullar babalarını aldattı ve Yusuf’u öldürmeye çalıştılar. Yakub a.s ise oğulları üzüntüsünün nedeni olmasına rağmen onlara tavsiyelerde bulunur.

“Yakub şunu da söyledi: “Oğullarım, birtek kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Gerçi ben, Allah’ın takdir ettiği birşeyi sizden savamam, hüküm yalnız Allah’ındır. Yalnız O’na dayandım ben, yalnız O’na güvenip dayansın tevekkül sahipleri.” Yusuf (12/67)

29. Yûsuf (a.s)’ın huzuruna girdikleri zaman (öz) kardeşini yanına aldı.

“Gerçekten ben senin kardeşinim, artık onların yaptıkları şeylere üzülme.” dedi.” Yûsuf (12/69)

Kardeşinin acısını hafifletmeye çalışıyor musun?

30. Nebilerin özelliklerinden biri olan kızgınlık anında kendine hakim olma, Yusuf a.s’ın da bir sıfatıydı. Zira, kızgınlık doğru kararlar vermeye engel olur.

“Dediler ki “Bu çalmışsa daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı.” Yusuf bunu içine attı. Onlara hiçbir şeyi belli etmedi…” Yusuf (12/77) 

31. Yusuf’a iftira ettiler, onu hırsızlıkla suçladılar. Şimdi Yusuf’un önünde duruyorlardı ve yardımına ihtiyaçları vardı. Yusuf artık güçlüydü, onların yalancı olduklarını söyleyebilir ve duygularını incitebilirdi fakat yapmadı. Onlara hiçbir şeyi belli etmedi. Sadece sabırla bekledi.

“Dediler ki “Bu çalmışsa daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı.” Yusuf bunu içine attı. Onlara hiçbir şeyi belli etmedi. İçinden şöyle fısıldadı; “Sizler kötü bir konumdasınız; anlattığınız şeylerin aslını en iyi Allah bilir.” ” Yusuf (12/77)

32. Yakub a.s bir nebiydi ve başkalarının bilmediğini Allah’tan gelen bir bilgiyle biliyordu. Fakat bu bilgi onu, gözlerini kör eden o büyük üzüntüden kurtaramadı.

“Üzüntüsünden gözlerine ak düştü, artık acısını içinde saklıyordu.” Yusuf (12/84)

Ancak üzüntüsü Yakup’u çalışmaktan ve sıkıntısına bir çıkış yolu aramaktan alıkoymadı.

“Yakub: Evlatlarım, haydi gidiniz, bütün duyularınızı, hislerinizi kullanarak vargücünüzle Yusuf ve kardeşi hakkında bilgi edinmeye çalışın. Allah’ın rahmetinden asla ümidinizi kesmeyin.” Yusuf (12/87)

Kur’an, insani ve hissi özelliklere vurgu yapar ve destekler ama en üzücü ve karanlık anlarda karşılaştığımız sıkıntılardan kurtulmak için çalışmamız gerektiğini söylemekten de geri durmaz. Bugün bu dünyada ihtiyacımız olan şey, fıtri duygularımızı korumaktır. Olaylara karşı olumlu bir yaklaşım sergilemeliyiz ki hüzünler sevince dönüşsün. 

3. Hani bazı yerler vardır, sadece o kişinin doldurabildiği, sadece onun için ayrılmış olan…

“Dediler ki: “Hâlâ Yûsuf’u anıp duruyorsun. Sonunda ya kederinden eriyeceksin yahut da helâk olup gideceksin.”” Yûsuf (12/85)

34.

“Yakub, “Ben tasa ve üzüntümü ancak Allah’a arz ederim. Ben, Allah tarafından sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim” dedi.” Yûsuf (12/86) 

Aslında dertler, elemler, kederler, musibetler ve kötü insanların Allah’a şikayet edilmesi gerekirken, maalesef günümüzde çoğu müslüman Allah’ı insanlara şikayet etmektedirler.

35. Zorluklar ve sorunlar ne olursa olsun, Müslüman ümitsiz olmaz.

“Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.”” Yusuf (12/87)

36. Yusuf a.s, kendisine zulmeden ve kötülük yapan kardeşlerinden intikam almadı. Aksine onları affetti çünkü affetmek müttakilerin sıfatlarındandır. Ancak intikam almak cahillerin sıfatlarındandır. Çünkü yüce Allah şöyle buyurur:

“Dedi ki “Bugün suçunuzu başınıza kakma diye bir şey olmayacaktır. Allah sizi bağışlar. En iyi ikramı O yapar. O herkesten daha merhametlidir.” Yusuf (12/92)

Öfkeyi gizlemek ve insanları affetmek müttakilerin sıfatlarındandır. Yüce Allah şöyle buyurur:

“Yarışmaya girin de Rabbiniz tarafından bağışlanma hakkını ve genişliği gökler ile yer arası kadar olan Cenneti kazanın. Orası, müttakiler için hazırlanmıştır. Bollukta ve darlıkta hayra harcayan, öfkelerine hakim olan ve insanların kusurlarına bakmayanlardır. Allah, güzel davrananları sever.” Al-i İmran (3/133-134)

37. Aile içi her hangi bir olayda “ben kazandım, o mağlup oldu” gibi düşüncelere sahipsen, o aile aile olmaktan çıkmış demektir. Ailen senin rekabet savaşına girebileceğin ve içten pazarlıklar yapıp, kin besleyebileceğin bir müessese değildir.

Yusuf dedi ki “Bugün suçunuzu başınıza kakma diye bir şey olmayacaktır. Allah (;sizin durumunuzu düzeltir.) sizi bağışlar. En iyi ikramı O yapar. O herkesten daha merhametlidir.” Yusuf (12/92)

 38. Yusuf suresinin özeti:

“Kim Allah’tan çekinir ve sabırlı olursa Allah, güzel davrananların ödülünü eksiltmez.” Yusuf (12/90)

 Alıntı: Hisham Alabed