Kur’ân, İncil ve Tevrat arasındaki benzerlikler:
Biz Müslümanlar olarak Kur’ân, İncil ve Tevrat’ı Yüce Allah’ın indirdiğine inanmaktayız çünkü Allah teâla şöyle buyuruyor:
“O, Allah’tır! O’ndan başka ilah yoktur; diridir, sürekli işinin başındadır. Gerçekleri içeren ve kendinden öncekileri tasdik eden* bu Kitab’ı sana, O indirmiştir. Tevrat’ı ve İncil’i de O indirmiştir.” (Al-i İmran 3/2-3).
Bu kitapların hepsinin kaynağı tek bir Tanrı olduğu için, bu kitaplar arasında bir benzerlik olmalıdır. Ancak Kur’an’dan evvel nazil olunan bu kitapların çarpıtıldığını ve Allah katından inen bazı öğretilerin gizlendiğini söyleyebiliriz çünkü Allah Teâlâ başka bir ayetinde şöyle buyuruyor:
“Ey Ehl-i Kitap! Size, Kitap’tan gizlediğiniz birçok şeyi ortaya çıkaran, birçoğuna da dokunmayan Elçimiz geldi. Size Allah’tan bir nur ve açık bir kitap geldi. Allah, rızasına uyanlara o Kitapla güvenlik ve esenlik yollarını gösterir, (rızasına uyduklarını) onaylamasıyla birlikte de onları, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp doğru bir yola sokar.” (Maide 5/15-16).
Buna rağmen, Kur’ân’ın bazı ayetleri ile İncil, Tevrat ve diğer ilahi kitaplardaki bazı bölümler arasında benzerlik vardır. (Bugün var olan İncillerin Hz. İsa’nın biyografisi olduğunu unutmamalıyız. Bu İncillerin ilki, İsa’nın ölümünden 25 yıl sonra yazılmıştır).
Tevrat’ı okuyan bir Yahudi veya İncil’i okuyan bir Hıristiyan, Kur’an’a inanmalı, çünkü Kur’ân’ın son ilahi kitap olduğunu bilmektedir:
“Kendilerine Kitap verdiklerimiz bunu, kendi oğullarını bildikleri gibi bilirler. Ama onların birtakımı bu gerçeği bile bile gizlerler (Bakara 2/146).
Kur’ân’ın bazı ayetleri ile önceki kitaplarda geçen pasajlar arasındaki benzerlikler:
- Allah Al-i İmran suresinde şöyle buyuruyor:
“Günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir?” (Al-i İmran 3/135).
Markos İncilinde ise şu ifadeye rastlarız: “Tanrı’dan başka kim günahları bağışlayabilir?”” (Markos 2:7).
- Allah Yunus suresinde şöyle buyuruyor:
“O, güneşi bir ışık (kaynağı), ayı da (geceleyin) bir aydınlık (kaynağı) kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona menziller takdir edendir. Allah, bunları (boş yere değil) ancak gerçek ile (hikmeti gereğince) yaratmıştır. O, âyetlerini, bilen bir topluma ayrı ayrı açıklamaktadır.” (Yunus 10/5).
Eski ahit Yaratılış kitabında bu ayetlere benzer bir bilgi vardır:
“Tanrı şöyle buyurdu: “Gök kubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin.” Ve öyle oldu.” (Yaratılış 1/14-15).
Bu konuda Zebur’da da benzer bir şey vardır: “Mevsimleri göstersin diye ayı, Batacağı zamanı bilen güneşi yarattın.” (Mezmurlar 104/19).
Kur’an’a dönersek, bu ayeti bulacağız:
“Sana hilâlleri soruyorlar. De ki: “Onlar insanlar ve hac için vakit ölçüleridir.” (Bakara 2/189).
- Allah İbrahim suresinde şöyle buyuruyor:
“Görmedin mi Allah nasıl bir örnekleme yaptı? Güzel bir sözü, güzel bir ağaca benzetti; kökü sağlam, dalları göğe doğru uzanmış bir ağaca. Ağaç, Rabbinin izniyle her hasat mevsiminde yemişini verir. Allah insanlara böyle örnekler verir, belki akıllarını başlarına toplarlar. Kötü bir söz de kötü bir ağaç gibidir. Toprağın üst tarafından çekilip koparılmış, toprağa tutunacak yeri kalmamış bir ağaç.” (İbrahim 14/24-26).
Bu ayetler Matta İncili’ndeki şu metne benzer: “İyi toprağa ekilen tohum ise, sözü işitip anlayan birine benzer. Böylesi elbette ürün verir, kimi yüz, kimi altmış, kimi de otuz kat.”” (Matta 13/23).
- Allah Lokman suresinde şöyle buyuruyor:
“Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ana babanın evladı için; evladın da anası ve babası için bir ödeme yapamayacağı günden korkun. Allah’ın sözü gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. O çok aldatan (şeytan) da sizi Allah ile aldatmasın.”(Lokman 31/33).
” Ölecek olan günah işleyen kişidir. Oğul babasının suçundan sorumlu tutulamaz, baba da oğlunun suçundan sorumlu tutulamaz. Doğru kişi doğruluğunun, kötü kişi kötülüğünün karşılığını alacaktır.” (Hezekiel 18/24).
- Zebur (Mezmurlar), Davut (a.s)a indirilmiştir:
“Dâvûd’a da Zebûr’u verdik.” (İsra 17/55).
Yüce Allah Enbiya suresinde şöyle buyurmaktadır:
“Zebur’da da, “Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır” diye yazmıştık.” (Enbiya 21/105).
“Doğrular ülkeyi miras alacak, Orada sonsuza dek yaşayacak.” Zebur (Mezmurlar) 39/27.
Evet, bazı Kur’ân ayetleri ile önceki ilahi kitaplar arasında bir benzerlik olduğunu müşahede etmekteyiz, ancak son ilahi kitap (Kur’ân) egemen ve önceki tüm kitaplara hâkim olan kitaptır; çünkü Allah şöyle buyuruyor:
“(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık, Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir.” (Maide 5/48)
Hisham Alabed