Kötülük ve düşmanlık insanı içten içe çürütür – Emre Dorman

Kitap ve İnsan - kitapveinsan.com

Kötülük ve düşmanlık insanı içten içe çürütür. Toprak ve su ile bağı olan bir çiçek gerek renkleri gerekse güzel kokusu ile etrafına güzellik saçar. Toprak ve su ile bağını kestiğiniz andan itibaren solmaya, kurumaya ve zamanla kötü koku vermeye başlar.

İnsan da iyilik ve güzellik ile beslendiği müddetçe etrafına güzellik saçar. İyilik ve güzellik ile bağı kopan insan ise su ile buluşamayan bir bitki gibi içten içe kurur, solar ve etrafa kötü hava yayar.

Başkasına düşmanlık ve kötü hisler besleyen kişi en büyük zararı kendisine verir. İçindeki sevgi ve güzel duyguları körelterek düşmanlık, kin ve öfkeyi besler.

İçindeki kötü duyguları öldüren ya da en azından güçlü bir irade ile onları kontrol altında tutabilen kişiler ise Allah’ın desteği ile daha huzurlu, mutlu ve hem bedensel hem de ruhsal anlamda sağlıklı ve hatta daha uzun bir ömür yaşarlar. Bu konuda yapılan onlarca bilimsel çalışma bu tezin haklılığını açıkça ortaya koymuştur. Bu fırsat Allah’ın kuluna büyük bir lütfudur.

“Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve barışı esas alarak (erdemli) davranırsa artık onun ödülü Allah’a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez.” (Şûra Suresi 40)

DOSTLUKLARI PEKİŞTİRELİM

Kuran’ın ifadesi ile inananlar kardeştirler. Demek ki hem inanan olup hem de aynı anne-babadan dünyaya gelmiş olan kardeşler iki defa kardeştirler. Önce aile içindeki, eşler, kardeşler arasındaki dargınlıkları ve kırgınlıkları bitirmek için sevgi ve merhamet bağlarımızı pekiştirmemiz gerekir.

Sonra da diğer insanlar ile güzel bağlar kurmak için harekete geçmemiz gerekir. Gerek yakınlarımız gerekse dostlarımız tarafından haksızlığa uğrayan biz miydik? Varsın öyle olsun. Haksızlığa uğramış olmak, haksızlık etmekten bin defa iyidir.

İlk hamleyi, ilk girişimi, aradaki buzları eritecek ilk sevgi ve merhamet ateşini yakmayı karşı taraftan mı bekliyoruz? “Ben bunu hak edecek bir şey yapmadım” mı diyoruz? Varsın öyle olsun. Zeytin dalı bizim elimizden uzansın. Sevgi ve rahmet kapıları bizim elimiz ile aralansın.

ÖLÜMÜ UNUTMAYALIM

Unutmayalım ki ölüm, yaşamın ikiz kardeşidir. Yaşamla birlikte var edilmiştir. Alınan her bir nefesin yarısı yaşam, yarısı ölüm için alınır. Ölüm bize bu kadar yakındır.

Ömür, anne karnı ile toprak altındaki iki karanlık arasında yakılan bir kibrit alevi gibidir. Alev almasıyla sönmesi an meselesidir. Göz açıp kapar gibi geçecek ve bir gün son bulacaktır. Ölüm her an bize bu kadar yakınken, ömür dediğimiz şey göz açıp kapar gibi geçerken küslük ve kırgınlıkları uzatmayalım. Gidip sevdiklerimize sıkıca sarılalım. Kalpten gelen bir duygu ile onları çok sevdiğimizi haykıralım.

Güzel günlerimizdeki muhabbetlerimizi, sevgi ve dayanışma bağlarımızı hatırlayalım. Başımızı omuzlarına yaslayıp ciğerlerimizi kokuları ile dolduralım. Her durumda kazanan biz oluruz.

“Affedin, hoş görün. Allah’ın sizi affetmesini istemez misiniz? (Hem de) Allah’ın çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcı olduğunu (gördüğünüz halde)?” (Nur Suresi 22)

Emre Dorman, 25.06.2017 – Yazının tamamı için: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/emre-dorman/bayram-iman-ve-erdemin-zirvesi-40500865

Bir cevap yazın