Gönüllü Kölelik = Konut kredisi, İhtiyaç kredisi, Taşıt kredisi
Cahiliye devrinde faiz borcunu ödeyemeyen borçlu, köle olarak satılırdı. Şimdi de faiz borcunu ödeyemeyen borçlunun malına mahkeme kararıyla el konuluyor ya da bir ömür bankalara çalışıp gönüllü köle oluyor.
Hem köle olup hem de Allah’a savaş açmak (Bakara, 279) olsa olsa acınılacak bir şey olur.
Türkiye’de 2002 senesinde halkın bankalara olan kredili borç miktarı 6.6 milyar lira iken, Şubat 2017 verilerine göre bu miktar 64 kat artarak 426 milyar liraya yükseldi.
2003 yılından 2016 yılına kadar halkın bankalara ödediği anapara haricinde sadece faizin miktarı 321 milyar lira. Ve bu miktarlar faize cevaz veren hocalar sayesinde her geçen yıl daha da artıyor. (Süeda Yılmaz)
Sıkışınca yalan söyleyebilen,
kafası bozulunca küfür edebilen,
dara düşünce faiz yiyebilen,
ilk fırsatta kul hakkına girebilen,
yeri gelince harama bakabilen,
tıpkı bir Çin malı gibi: görüntüsü muhteşem, dayanıklılığı, direnci, kalıcılığı, etkisi sıfır bir Müslümanlık yaşıyoruz…
Peki, bize neden faizli borç veriyorlar:
Siyonizm, küresel faizcilik vasıtasıyla dünyaya egemen olmayı planlayan bir Yahudi İdeolojisidir. Faizcilik sayesinde egemen olacakları inancı kendi kutsal kitaplarına dayanır:
“Tanrınız RAB verdiği söz uyarınca sizi kutsayacak. Siz birçok ulusa borç vereceksiniz, ama siz borç almayacaksınız. Böylece siz birçok ulusu yöneteceksiniz, ama onlar sizi yönetmeyecek.” (Tesniye 15:6).
Bugünkü tüm ekonomik sistemler faize dayanmaktadır. Bazı Müslümanlar da faizi helalleştirmek için hocalarından fetva almak istiyorlar. Ve bu fetvaları almayı başardılar da. Böylece Müslümanlar bugün faiz yüzünden Allah’tan başkalarının kulu haline geldiler. (Hisham Alabed)
Bu hayat tamamıyla imtihan dünyasıdır, yani Allah kıyamet gününde “dünyada ev sahibi miydin değil miydin?” diye sormayacak.
Ev sahibiysen
“parasını nasıl kazandın?”
“faize bulaştın mı?”
“helal mi haram mı?”
bu kısmını soracak.
Ayette faiz için şu şiddetli uyarı yapılır:
“Allah ve elçisine karşı savaş içinde olduğunuzu bilin”
Allah’ın bu ağır tehdidine rağmen Müslümanlar, faizsiz ekonomi sisteminin mümkün olmayacağına inanarak faizden vazgeçmiyorlar. Yani Allah’ın, kendileri için uygun olan ekonomik sistemi bilmediğini düşünüyorlar. Üstelik yalnızca Allah’a kulluk ettiklerini ve tüm hayatlarını O’nun emirlerine göre şekillendirdiklerini iddia ederek! (Hisham Alabed)
Derleyen: Şükrü Davgana, 03.09.2018