“Hani, Allah’ın bize gönderdiği Kur’an’da okumamız emrediliyordu”

Kitap ve İnsan - kitapveinsan.com

 

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından bu sene 36’ncısı tertiplenen kitap fuarının açılışından hareketle, memleketin ve yöneticilerin kitapla ilişkisini eleştiren bir yazı kaleme aldı.İhsan Süreyya Sırma’nın islâmtarihi.info sitesinde yayımlanan yazısının girişinde şu hatırlatmalarda bulundu:   

FUAR HER YIL ZAYIFLIYOR

“Geçtiğimiz Cuma günü (Ramazan’dan bir gün önce), Beyazıt Camii önünde, “Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı”nın açılışı yapıldı. Aslında bu yıl 36’ncısı yapılan bu fuarın adı, 1982 yılında ilk düzenlendiğinde “Dini Yayınlar Fuarı” idi. Daha sonraki yıllarda ismi, yayıncılığın gelişerek “dini kitaplar” formatının dışına çıkması ve daha geniş kitlelere hitap etme amacına yönelik olarak “Kitap ve Kültür Fuarı” olarak değiştirildi. Düzenlendiği ilk yıldan itibaren Ramazan ayı boyunca Sultan Ahmet Camii avlusunda yapılan kitap fuarı 30 sene sonra, açıklanmayan bir gerekçeyle nispeten “sapa” bir yerde bulunan Beyazıt’a alındı. Bu yer değişikliğinden dolayı, fuar her yıl biraz daha zayıfladı ve hiçbir yayıncının memnun olmadığı bir duruma düştü.

Yoksa biz milletçe kitaba sırt mı çevirdik? Milletimizin kitapla tanışmasına mani olmak mı istiyoruz? Nitekim her sene katıldığımız Kitap Fuarı’nın bu yılki açılışına, fuarı düzenleyen altı kuruluştan, hiç birinin başı katılmadı! Fuar, üzgün yayıncılar ve bizim gibi birkaç okuyucunun iştirakiyle açıldı; mavi kurdele kesildi.” 

“NEDİR BU KİTAP DÜŞMANLIĞI?”

Sırma, ayrıca, manası itibariyle çok önemli olan bu fuarın açılışında, Cumhurbaşkanından en alt düzeydeki yöneticilere, fuarı düzenleyen kurumun yetkililerinden belediye başkanlarına, üniversite yöneticilerinden medyaya kadar hiç kimsenin bulunmayışının üzüntü verici olduğunu belirtti. Sırma, 29 Mayıs’ta konuk olduğu TRT1’de Bekir Develi’nin “Ramazan Sevinci” adlı iftar programında okuma ekseninde söylediklerini anımsatacak şekilde sözlerine şöyle devam etti:

“Böyle başlayan bir fuarın ziyaretçisinin de olmayacağını tahmin etmek zor değil.

Hani, Allah’ın bize gönderdiği Kur’an’da okumamız emrediliyordu!

Hani, Ramazan ayına “Kur’an ve okuma ayı” diyorduk?

Hani, bu ülkede kitaba, yazarlara değer veren yöneticiler vardı?

Nerede bu zevat? 

Acaba kitap fuarı yerine, mobilya fuarı, araba fuarı, silah fuarı, yemek fuarı, lüks giyim fuarı vs. gibi fuarlar olsaydı, kitap fuarına katılmayan bu zevat yine böyle mi davranacaklardı, yani katılmayacaklar mıydı? Hiç zannetmiyoruz!

Beyler! Kitap okumayan milletler payidar olamazlar, ilmi çevrelerde behreleri olamaz!

Nedir bu kitap düşmanlığı?”

TÜKETİM KATEDRALLERİ OLARAK AVM’LER

Sırma, aynı zamanda günümüz tüketim toplumunun tüketim katedralleri olan AVM’leri de eleştirerek okumanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor:

“Bu halkın zamanının önemli bir kısmını AVM reyonlarına bakarak tüketmesinin sorumlularında birisi de kitaba reva gördüğümüz bu muameledir.

Biliyorum; “Bu hoca yine canımızı sıkacak şeyler söylüyor?” diye birbirinize bakıp güleceksiniz. Ama unutmayın ki son nefesinizde üzerinize AVM’de satılan ürünlerin poliçeleri değil, kitap okunacaktır! Hayatta iken ötelediğiniz kitaba, mezarda nasıl “qarîn” olacaksınız?

Bin yılı aşkın bir zamandır bize kitabı miras bırakmış olan büyük âlimlerin, bu gün kitaba yabancılaşmış olmamızdan dolayı kemikleri sızlarken, Allah’ın bize, iyi bir kul olalım diye gönderdiği “İqra”, Hirâ kayalıklarında kaybolup gidiyor.”

KİTABA VE İLME DÖNMEK

İhsan Süreyya Sırma, kumayı ve kitabı unutup, dünyanın nimetleri içerisinde kaybolan ümmetlerin fayda vermeyecek pişmanlıklara düşeceklerini hatırlatıyor. İşte tam da bu nedenle Ramazan ayının bir uyanış iklimine dönüştürülmesi gerektiğini vurguluyor:

“Bu Ramazan, intibahımıza vesile olsun! “Hiç ölmeyecekmişsin gibi…” teraneleri terk edip, “yarın ölecekmiş gibi” davranalım…

Kitaba/ilme dönmeyecek olursak, neredeyse içerisinde boğulup gideceğimiz bu kapitalizm materyalizmi, bizi Batı emperyalizmine bağımlı/kul yapacak ve bize sattıkları silahlarla birbirimizi öldürüp duracağız. İslâm Dünyasında cereyan etmekte olan bu kardeşler savaşı/mukatele sizi hiç mi düşündürmüyor?

Böyle giderse sonumuz; Hasire’d-dunya ve’l-Âhire olacak!”

Kaynak: Haberiyat

Bir cevap yazın