Aldanmak Öldürür – Firavun’un boğulma olayı üzerine bir anlatı

Kitap ve İnsan - kitapveinsan.com

 

Yahuda Kralı Herod.. Büyük Herod..! Vaftizci Yahya’yı getirmelerini emrettiğinde gözlerindeki yorgunluk ve alnındaki gelgit gün kadar aşikârdı. Kaşları çatılmış, çenesi sarkmış, yüzü kararmıştı. Zihni bir mesele ile meşgul olduğunda aynen böyle kararırdı çehresi.. Gardiyanlar Vaftizci Yahya’yı zindandan alıp huzura çıkardığında, vakit gece yarısını çoktan geçmişti.

“Uzun zamandır zihnimi karıştıran, uykularımı kaçıran bir mesele var. Bilginlerle de konuştum, kâhinlerle de konuştum, tatmin edici bir cevap alamadım hiçbirisinden…” dedi Herod ve ekledi:

“Bilirim, sen peygamber soyundan gelen, aziz bir adamsın.”

Herod burada bir an durdu, bir süre süzdü muhatabını. Yaltaklanmasının karşılığını beklermiş gibi.

Vaftizci, heykel katılığındaki duruşunu hiç bozmadı. Bunun üzerine Herod, konuşmasına devam etti:

“Firavun’la Musa’nın hikâyesini bilirsin. Hani Firavun İsrailoğulları’na musallat olmuştu da Allah Musa’ya kavmini alıp da Mısır’ı terk etmesini söylemişti. Ve Musa da kavmini alıp Kızıldeniz’in kenarına gitmişti. Peşlerinde Firavun ve ordusu. Musa çaresizlik içerisinde gözlerini göklere çevirince Rabbi, asasını Kızıldeniz’e vurmasını buyurmuştu. Musa asasını Kızıldeniz’e vurmuş ve Kızıldeniz de ikiye yarılmıştı. Musa da kavmiyle birlikte sağ salim karşıya geçmişti. Peşlerinden gelen Firavun ve ordusu ise Kızıldeniz’in bulanık sularında boğulmuştu. Mesele şu; her şeye kadir olan Rabb, niçin İsrailoğullarını su üstünde yürütmedi de Kızıldeniz’i ikiye yarıp, deniz yatağını kendilerine yol eyledi?”

Bu soru üzerine,

“Hikmet öyle bir lokmadır ki senin gibi aldanmışların kursağından asla geçmez” dedi Vaftizci Yahya.

Ve devam etti:

“Ama benim vazifem sorulan her soruya doğru cevap vermektir, soran kim olursa olsun. Senin sualinin hikmetine gelince… Bu Rabbin bir hilesidir. Firavun aldansın diye kurulmuş bir tuzak”

“Çünkü” dedi Yahya,

“İsrailoğulları su üstünden geçip Kızıldeniz’i geçseydi, o zaman Firavun ve ordusu peşlerinden gitmezdi. Herkes bilir ki suyun üstünde yürünmez. Bir mucizedir bu. Hâlbuki deniz yarılıp da deniz yatağı yani toprak ortaya çıkınca Firavun ve ordusu:

“Biz toprağın üzerinde yürürüz” dediler. Herkes toprağın üzerine yürüyebilir çünkü. Oysa denizin ikiye yarılması da bir mucizeydi. Ama Firavun ve ordusu toprağı görünce mucizeyi unuttu.”

“Aldandılar. Ve herkes bilir ki, aldanmak, öldürür!”

Alıntı: “Türkiye’nin Ruhu Cemil Meriç” Belgeseli, Trt2, ,Erdal Beşikçioğlu’nun muamma anlatıcısı olarak yer aldığı, 22 aralık 2008 tarihli belgesel.

Not: Yazıyı ekleme sebebimiz mutlak doğru olduğu için değil, farklı bir bakış açısı kazandırabilmek içindir.