“İnkâr edenler Evren (gökler) ve yer birbirleriyle bitişik iken onları ayırdığımızı, her canlıyı sudan yarattığımızı görmüyorlar mı? Yine de onlar inanmayacaklar mı?” [Enbiya, 30]
Yukarıda da dikkat çekildiği gibi Evren yoktan var edildiğine göre bir başlangıcının olması gerekmektedir.
Evren’in başlangıcını ortaya koyan bilimsel delillerden biri ise Büyük Patlama (Big Bang) kuramıdır. Bu kuram, Evren’in ve zamanın bir başlangıcı olduğunu ortaya koyarak ateizmin en büyük iddiasını temelinden yıkmıştır.
Bu teori, 1920’li yıllardan sonra ortaya konmuş ve Einstein’ın izafiyet teorisi ile astronom Edwin Hubble’ın gelişmiş teleskobu ile elde edilen gözlem verileri bunun için kullanılmıştır.
Kuran ayetlerinden hareketle Evren’in bir başlangıcı olduğu gerçeğine İslam düşüncesi içinde de dikkat çekilmiştir. Kindi gibi İslam filozofları ve Gazali gibi kelamcılar tarafından savunulan “hudus” yani sonradan meydana gelme delili şu şekilde ifade edilmiştir:
Her başlangıcı olanın kendi dışında bir sebebe ihtiyacı vardır. Evren’in bir başlangıcı vardır. Demek ki Evren’in varlığının da bir sebebi vardır. Bu formülasyondaki en kritik madde ikinci maddedir.
Modern dönemde ortaya konan Big Bang ise söz konusu kritik maddeyi haklı çıkarmak suretiyle İslam düşünürleri tarafından kullanılan klasik hudus delilinin doğruluğunu desteklemektedir.
Big Bang, Evren’in tek bir noktadan başladığını, bu çok yoğun ve çok sıcak başlangıcın uzay genişledikçe daha az yoğun ve daha az sıcak duruma geçtiğini söylemektedir. “Yokluk” tarif edilemeyen demektir, şayet Evren’in başlangıcı da yokluk ise, bu durumda Evren’in başlangıcının da tarif edilemez olması gerekir.
Fizik kuralları ile yapılan hesaplar, Evren’in başlangıcında fizik kurallarının çöktüğünü göstermektedir. Bu, fizik kurallarına dayanarak, fizik kurallarının çöktüğü anı tespit etmek demektir ki, bilimin insanlığı böyle bir sonuca götüreceğini hiç kimse tahmin etmiyordu.
Kuran’ın vahyedildiği 7. yüzyılda da bunun bilinmesi ya da tahmin edilmesi mümkün değildi. Peygamberimizin çölde kurdurduğu ve bu gerçeklere tanıklık edebileceği bir gözlemevi yoktu. Kendisi de etrafındaki insanlar da kozmoloji hakkında bilgi sahibi değillerdi. Ancak Allah, kıyamete kadar geçerli olacak mucizesini ortaya koyduğu Kuran-ı Kerim’de bu ve benzeri gerçeklere dikkat çekerek insanların da zamanı geldiğinde bu gerçeğe tanıklık etmesini istemişti.
Alıntı: Emre Dorman, Allah’ın Parmak İzi – Kitabın tamamını okumak için: http://www.emredorman.com/wp-content/uploads/2016/06/Allah%C4%B1n-Parmak-I%CC%87zi-Emre-Dorman-1.pdf