Bizim dindar kafası Arap örfünü din gibi addettiğinden, o kültüre ait bir uygulamayı din gibi telakki etmekte. Sakal, sarık, fistan giyme gibi. Oysa bunlar o coğrafyaya ait enstrümanlardır. Tıpkı bunlar gibi, evliliklerdeki yaş orantısızlığı veya evlenip boşanmalar, iki hatta daha fazla evlilik gibi uygulamalar son derece normal, hatta o toplum için sıradan hadiselerdir. Birisi hanımı boşarsa yakın arkadaşı olan bir başkası rahatlıkla o hanımla evlenir, kimse yadırgamaz.
Peygamberimizin evlilikleri de Arap örfü bağlamında olduğu halde genellikle din zaviyesinden açıklanmaya çalışılmıştır. Oysa Peygamberimiz de o örfün evladıdır ve o kültür koşulları çerçevesinde hayatını sürdürmüştür.
Şu kadar söyleyeyim ki, şayet Resûlüllah bu gün bizim anlam veremediğimiz gibi anormal bir evlilik/evlilikler yapmış olsaydı, emin olun sizden-bizden daha çok münafıklar bu meseleyi ağızlarına pelesenk ederdi.
Dikkat edin onun en azılı muhalifleri, hatta düşmanları olan ne Yahudiler, ne müşrikler ne de münafıklar bu meseleye dair bir tek söz söylememiştir. Niçin mi, çünkü o kültürel kodlara göre anormal bir durum yok da ondan. Şayet anormal bir evlilik olsaydı en çok onlar bu konuyu eleştirirlerdi.
Garip olan ise, Resûlüllah’ın düşmanlarının bile ilgilenmediği bir konunun bu gün Müslümanların önünde bir sorun gibi duruyor olması. Bunun sebebi ise, bizlerin farklı kültürün çocukları olmamız. Bu nedenle bize anormal gelmekte…
Lafı uzatmayayım. Aişe validemiz Peygamberimizle evlendiği zaman yaşı küçüktü. Lakin kimi iddialar gibi 9-10 yaşlarında olması mümkün değil. Reşit olmayan ve evlenecek yaşa gelmemiş bir çocukla Resûlüllah’ın evlenmesi mümkün değil.
Aişe evlenecek yaşta bir genç kızdı. Lakin bize göre bu da meseleyi çözmez. Zira biz farklı kültürün çocuklarıyız. Dahası 1400 yıl sonra insanlığın eriştiği seviye, ürettiği değer yargıları açısından bu gün böyle bir şeyin kabullenilmesi elbette ki zor, bana göre de imkânsızdır.
Birkaç hatırlatma; bu gün ülkemizin doğu ve güney doğusundaki sosyo-kültürel vasatta, hala bu tür evlilikler yapılmıyor mu? Ya da iki veya üçüncü evlilikler yok mu? Sözüm ona 50, 60 veya 70’indeki dedem parayı bastırdığı zaman kendisinden kat be kat küçük bayanla evlenmiyor mu? O halde neyi tartışıyoruz?
Bizzat kendim şahit olmuştum. Güneydoğulu bir amca, bir yemek sohbetinde ikinci hanımını almak için dünürlüğe birinci eşiyle gittiğini söylemişti, çok şaşırdığımı görünce üçüncüyü de alacağını söyledi. Yaşı siz deyin 60, ben diyeyim 70.
Ben Karadeniz bölgesindeyim. Benim bulunduğum coğrafyada böyle bir evliliği yapmaya kalksanız fındık çubuğuyla adamı öldürürler. Kaldı ki, birinci hanım ikinci akşama varmaz kocasını halleder. Toplum içine çıkamazsınız bile. Mesele bu, değerli dostlar.
Konu yine uzadı. Söyleyeceğim o ki, Aişe validemizin Peygamberimizle evliliği tamamen Arap örfüdür, asla din değil. Küçük yaşta evlilik söz konusu, fakat Aişe evlenecek genç kızdır, reşit olmayacak yaşta olsa, bir kere Resûlüllah’ın böyle bir evlilik yapması mümkün değil.
Ayetler reşitliğe vurgu yapar. Ayetler bağlamında birçok şey daha söylemem lazım, fakat mesele çok uzar.
Alıntı: Prof. Dr. İsrafil Balcı, 12.01.2015