Bu dünyadaki Kur’an’ın vaziyeti çok plastik bir biçimde durumu yansıtmaktadır. Orada, her evde Kur’an’ı özel, yüksek bir yerde bulacaksınız. O en iyi hediye olarak kabul edilir, onun için en iyi kağıt kullanılır, insanlar ise bugün bile onun için en iyi kaligrafiyi kullanmak ve onun kapakları ve sayfalarını en fantastik süslemelerle çizmekte yarışmaktadırlar.
Çocuğun ilk okuduğu ve öğrendiği şey Kur’andır fakat bütün bunların yanında bu çocukların çok büyük bir bölümü Kur’anın gerçek içeriğini ve önemini öğrenmeden büyüyecek ve yaşlanacaktır. Kur’an, tartışmasız bir semboldür. Ancak kanun olmaktan çıkmıştır. Halbuki tersi olmalıydı.
Dikkat edin ki Kur’an okunmak yerine, güzel sesle seslendirilip yorumlanmaktadır.
” Seslendirmekte” ne araplar ne de arap olmayanlar artık onun manasına ulaşmıyorlar ve Kur’anın benzersiz melodisine, artık hiç kimse emredici ve kesin, bazen tatlı tatlı uyaran ve davet eden bazen ise tehdit eden yüksek sesle haykıran fakat her zaman ve yeniden tüm insan hayatının değişmesini talep eden hükümlerini tanıyamamaktadır.
Din rahatlık değildir. O çağrı, görev, taleptir. Gerçek inanan bir nesil, sadece şuursuz bir dini aidiyet içinde bulunan düzinelerce nesilden çok daha fazla şey yapabilir. İslam’ın bin sene içinde kültür, ahlak ve kuvvet alanında yarattığı her şeyin temellerini pratikte başlangıçtaki iki-üç İslam nesli tesis etmiştir. Ondan sonra gelen her şey, gücünü bu ilk gayretten almıştır.
Bu sebeple, İslam dünyasında gelecekte gerçekleşecek devrim her şeyden evvel dini devrim olmak zorundadır. İnsanların ruh ve kalplerinde gerçekleşecek olan bu devrim, daha sonra mucize yapacak durumda ve bugün imkansız görünen her şeyi gerçekleştirebilecektir. Çok kısa süre içerisinde hayatın bütün alanlarında yepyeni yollar açabilecek duruma gelecek, her türlü işgalciyi firara zorlayacak, sefaleti, hurafeciliği, adaletsizliği, cehaleti, şehirlerimiz ve köylerimizdeki pisliği yok ederek, şimdi ihmal edilmiş geniş bir alanda insanlığın ve kültürün yeni devresini açacaktır.
Allahım, İslam halklarına ve bütün dünyaya iman bağışla!
Alıntı: İslami Yeniden Doğuşun Sorunları, Aliya İzzetbegoviç