Sömürgeci dilin, söylemin, dünya görüşünün sınırlarını aşmadıkça, zihinsel bakımsızlığa sahip olamayacağız.
Zihinsel bağımsızlığımızı kazanmadıkça, yazdıklarımızın, konuştuklarımızın, yaptıklarımızın kalıcı bir etkisi olmayacak.
Ben kendi dönemimde bütün üstadları tanıdım. Bir gün şöyle diyecek bir üstadla karşılaşabileceğimi ümit ediyordum;
“Gençler bize gelip gidiyorsunuz ama dünya bizden ibaret değil, bizimle de kaim değil. Dolayısıyla her yere gidin.”
Ömrümün gecesini yaşıyorum daha böyle bir üstad görmedim.
Benim gençlere vasiyetim şu; bütün üstadları eleştirel bir dikkatle takip edin. Üstadlar hata edebilirler. Bu hataları meşrulaştırmaya kalkışmayın.
Bütün üstadlar hata ettiler, etmeye de devam edecekler.
Her şeyi bilmeleri mümkün değil. Ben her konuda yazı yazmaya korkarım.
Hayatımın özeti sınırlarının farkında olarak yaşamak, bağımsız olarak yaşamak, sorumluluk alarak yaşamak…
Bir de hesap saatinde meleklere de söylemeyi düşündüğüm bir şey var. Namım yürüsün diye hiçbir şey yapmadığımı söyleyeceğim. Ömrüm oldukça da yapmayacağım.
Bizim hesap saatinde büyük sorulara vereceğimiz öyle cevaplar yok. Çünkü biz küfrün, nifakın, şirkatın, fesadın, tuğyanın yaşandığı bir dönemi yaşıyoruz.
Tarihe gerektiği gibi tanıklık edemedik. Bizim kuşaklar hiç edemedi. Hakikati eğip büktüler, uzlaştılar, boyun eğdiler, sessizliği seçtiler, kavgalarının da niteliksel anlamda bir derinliği yoktu.
Masalsı dünyalarda yaşamak kolaydır, önemli olan bunaltıcı gerçeklerle yüzleşebilecek bir irade oluşturabilmektir.
Ümmet, evrensel bir düzenin, ilişkinin, dayanışmanın, kardeşliğin, sorumluluğun adıdır. Ümmet, ilahi ölçüler doğrultusunda dünyanın şekillendirilmesi çabasıdır. Ümmet evrensel kardeşler/kardeşlikler toplumudur, aklın kalbin ve gücün evrensel birliğidir.
Atasoy Müftüoğlu