Çamlıca camisinin etrafında dolaştım geçenlerde. Devasa bir mabet! 3500 otomobillik üç kat otoparkı olacakmış. Caminin hemen dibinden yukarı nasıl çıkılacak? Aklım ermedi. Meskûn mahaller o kadar aşağıda kalıyor ki. Yani hayat ile hiç bir bağı yok. Oysa cami dediğinin iki adımda içinde olacaksın!
Bu anıt camiye cemaat nerden bulunur diye düşündüm. Ancak taşımayla olur! O da İstanbul trafiğinde nasıl olacaksa! Sanırım insanlar buraya İstanbul manzarası seyretmeye gelirler. Ya da düğün fotoğrafı çektirmeye. Ya da yanına yapılacak olan 300 m. yüksekliğindeki Seyir Kulesi’ne gelenler, abdest bozmak için camiye de uğrarlar.
Çamlıca Camisi tipik Osmanlı Selâtin camilerin kopyası. Yani yepyeni farklı bir mimari eser olabilirdi. Vedat Dalokay’ın İslamabad’taki cami planı gibi. Ne bileyim Sidney Opera binası gibi.
Başka şeyler de düşündüm. Bu camiyi yaptıran zat bu kadar parayı nereden bulmuş! Babasından mı kalmış bu kadar mal-mülk? Yoksa alın teri ile mi kazanmış! Fabrikatör müdür? İşçilerinin SSK primlerini tam yatırmış mı? Onlara adam gibi ücret vermiş mi? vs. İsmi açıklanmayan bu bânî /binayı yaptıran kimdir?
***
Çamlıca Tepesine yapılacak en az 100 milyon $ yatırım dine, Allah davasına hizmet midir? Fakirin boğazına gidecek bu paralar yoksa böyle anıtlara, gösteriş abidelerine mi harcanıyor?
Avrupa’da da domları, katedralleri gördüğümde de aynı şeyi düşünmüşümdür. Acaba bu katedralin yapımı için kim bilir ne kadar ağır vergiler çıkarıldı? Kim bilir kaç bin köylü/ işçi esir gibi çalıştırıldı?
Saadettin Merdin, 17.09.2018
