Neuron adlı dergide yayımlanan bir makalede, nörobiyologlar Blake Richards ve Paul Frankland hafıza ile ilgili genel görüşe – unutmanın; tüm çabalarımıza rağmen önemli bilgilerin yavaş yavaş yok olduğu bir kayıp süreci olduğunu ileri süren görüşe – meydan okuyorlar.
Richards ve Frankland’a göre, hafızanın amacı bilgileri doğru şekilde muhafaza etmek değil yalnızca, aynı zamanda kaotik, hızla değişen ortamlarda “en doğru şekilde karar vermeyi” sağlamak.
Bu biliş modelinde unutmak; aslında gerekli bir strateji. Hafızanın arka planında çalışan, hayatta kalmak için işe yaramayan bilgileri değerlendiren ve ayıran kasıtlı bir süreç.
“Bu açıdan baktığımızda, unutmak hafıza kaybı değildir,” diye açıklıyor Richards ve Frankland.
“Bunun yerine, nispeten daha uygun bir hatırlatma stratejisi olarak görülebilir.”
Genellikle, anıları bir kütüphanedeki kitaplar gibi, dosyalanmış ve ihtiyaç anında ulaşılabilir şekilde canlandırırız gözümüzde.
Ancak, anılar aslında örümcek ağlarına daha çok benzer; birbirine bağlı milyonlarca nöron arasında dağıtılmış anı zincirleri.
Yeni bir şey öğrendiğimizde – örneğin, öğretmen öğrenciye yeni bir konu öğrettiğinde – öğrenilen materyal, deneyimi anıya dönüştürerek bu sinir ağları arasında kodlanır.
Kaynak ve devamı için: https://www.edutopia.org/article/why-students-forget-and-what-you-can-do-about-it