Ölmeyen var mı?
Ölümsüz olmak vaki mi?
Ölen hep ihtiyar mı?
Ölümsüzlük..ebedilik..yalnızca Allah’a ait.
Bizler gidici…
Allah kalıcı.
Bizler ölecek…
Allah daimi.
Madem öleceğiz,
madem ölüm var ve bizler faniyiz.
Ölüm kesinkez bize de uğrayacak.
Uğrayacak ve bizi başka bir dünyaya uyandıracak.
Azaplı mı neşeli mi?
Ateşli mi esenlikli mi?
Keşkeli mi hamdolsun’lu mu?
Büyüyünce ne olacaksınız gibi..ölünce ne olacaksınız?
Ölünce ne olmayı planlıyoruz?
5 dk sonrasına garantisi olan var mı?
Neyle karşılaşacağını bilen var mı?
Ölünce ne olacağız?
Büyüyünce ne olacağımız sorusu üzerine inşa ediyoruz hep yaşantımızı.
Hep iyi okullar, iyi meslekler, iyi paralar, iyi kariyerler derdindeyiz.
Bizi gerçekten mutlu edecek özelliklerin taliblisi değiliz.
Güzel ahlak, dürüstlük, doğruluk, samimiyet niçin önemsiz gibi?
Niçin önemli olan ve iki dünyada da bizi memnun edecek şeyleri önemsemiyoruz?
Önemsemiyor ve evlatlarımızı da bu şekilde yetiştiriyoruz, kendimizin bir kopyası…
Peki bu yaşantıdan çok daha uzun bir yaşantı için niye plan yapmıyoruz?
Niçin ahiretimize karşı umursamazlığımız?
Niçin faniliğimizi unutup ölmeyecek gibi davranıyoruz?
Sahi, ölünce ne olacağız?
Büşra Şükran, 14.02.2016