Artık âlimlerimize zekice sorular soramıyoruz, çünkü dinimiz hakkında minimum seviyede bile eğitim almıyoruz. Ve şu anda “Bana ne yapacağımı öğret, sen her şeyi biliyorsun, ben ise hiçbir şey bilmiyorum” seviyesindeyiz.
İslam ümmetinin yolu bu değildir. Bizler artık eğitimli ve heyecanlı insanlar değiliz.
Hâlbuki bizler, İkra (Oku) ümmetiyiz. Eğitimli olduğunuzda dini liderlerinizi sorumlu tutmuş olursunuz ve hiçbir şeyden kaçamazlar. Biz âlimlerimize hakaret etmiyoruz. “Bu, alimler değersizdir yada söyledikleri her şeyi sorgulamalıyız demek değildir.” Ama dini liderlerimiz ile dürüst ve açık bir diyalog içerisinde bulunmalıyız. Olması beklenen bu…
Eğer sahabeler kendilerine soru sorulmasından rahatsız olmuyorlarsa, eğer Hz. Ömer buna karşı çıkmıyorsa, eğer… Ebu Hanife gibi bu dinin büyük alimleri, öğrencilerden gelen önemli soruları ve görüşüne muhalefet edilmesini hoş karşılıyorsa…
Bunlar neden bizim ümmetimize oldu?
Katolik Kilise’sinin politikası neydi? “Soru sormak yok.” Eğer sorarsan bir cevap alırsın, ama eğer cevaba muhalefet edersen dinden çıkarsın. Soru sorma hakkın yok.
Böyle bir zorbalık, böyle bir mafya zihniyeti İslam değil. Dindar olmayanlar, modernistler diyorlar ki:
“Din, toplumun afyonudur, insanların zihinlerini kör eder.” İslam, insanların zihinlerini özgürleştirmek için geldi.
Kur’an’da en çok tekrarlanan isteklerden biri, düşünmemizdir. Bizler düşünen bir toplum olmak zorundayız.
Nouman Ali Khan