Kimse kimseyi de, kendi kendisini de kandırmasın.. “Ehl-i Sünnet itikadı” diye bir itikat yoktur. Çünkü “Ehl-i Sünnet” bir mezhep değil, bir “Mezhepler Koalisyonu”dur..
Aralarında “itikadi konularda” 60’a yakın meselede ihtilaf bulunan Matüridilik de Eşarilik de bu koalisyonun içindedir.
“Allah, Peygamber, Yaratma, Zaman” gibi en temel itikadi konularda dahi Matüridilik ve Eşarilik ile taban taban zıt inançlar taşıyan Sofiyye/Tasavvuf ekolleri bile bu “koalisyon”un birer parçasıdır.
Koalisyona dahil çeşitli inanç, itikat ve mezheplerin tek ortak noktası Şia’ya karşı olmaktır.
Nitekim “Ehl-i Sünnet” olduklarını söyleyenler arasındaki Şeriat-Tarikat kavgası asırlarca sürmüş,
birbirlerini tekfir ede gelmişlerdir. Bu, aynı zamanda “yapay” bir yapıdır.
Bir “mezhep” olarak ortaya çıkmamış, Selefiye ve Mutezile’nin çeşitli konulardaki görüşlerinin
birbirleriyle telif ettirilmesine çalışılarak zoraki bir biçimde oluşturulmuş ve çeşitli mezhepler de bu yapıya monte edilmiştir.
“Ehl-i Sünnet”in oluşum kuralı diye sunulan “Edille-i Erbaa/Edille-i Şeriyye” de gerçekte “itikat”la alakası olmayan bir “fakhî” yöntem olup, “âmeli mezhepler”i “ortak” bir kurala bağlamak için oluşturulmuştur.
Nitekim, 4 delilden biri olan Kur’an’da tam bir mutabakat olmakla birlikte,
“hâdis” delili “ehl-i hadis” hatırına,
“kıyas” delili, “ehl-i rey” hatırına oraya dahil edilmiştir.
İcma ise hiç gerçekleşmemiştir.
Ciddiye alındığında gerçekten de “muhteşem” bir yapı olmakla birlikte, gerek sultanların, gerekse güçlü kimselerin hatırına tarih boyunca kevgire dönüştürülmüş, her istenen fetvanın “Kara Kaplı Kitap”tan çıkarılması için âlet olarak kullanılmıştır.
Özetlersek:
“Ehl-i Sünnet” adı altında gerçekte bir “devlet dini” (Dikkat: Din Devleti demedim) oluşturulmuş
ve günümüzde de bu kavram “atalar dini”ni ifade eder olmuştur.
İslam’a hiç yakışmayan bu yıkıntı, ancak, Kur’an ve gerçek Sünnet’e dönüşle ortadan kalkacak
ve inşallah Müsümanlar felaha kavuşacaktır…
Alıntı