Güvensizlik duygusu mutsuzluk ve tatminsizliğe yol açar ve bunları gidermek için de kişi maddi nesnelere yönelir. Maddi kazanımlar ilk elde bu güvensizlik duygusunu giderir gibi görünse de, sonunda onu daha fazla derinleştirebilir de. Daha çok maddiyat insanların hayatına daha fazla mutluluk olarak geri dönmez.
Kapitalist tüketim toplumlarında dostluk da belirli amaçlara hizmet eden bir tüketim metası haline gelir. Dostlar bize yararlı bir şeyler sağlayabildikleri sürece dost olarak kalır ve ilgiyi hak ederler. Bu karşılıklı bağımlılığa dayalı, pazarvari kontrat ilişkileri marifetiyle ‘dost’ karşılıklı olarak menfaatlerimizi karşıladığımız bir nesneye dönüşür.
Birbiriyle halleşmek isteyen iki insanın yerini belirli etkinlik ve arzular için birbirini kullanan iki insan alır. Empati ve cömertlik kayıplara karışır, yabancılaşma hızlanır.
Maddeci değerlerin hüküm sürdüğü bir toplumda çiftleri, arkadaşları, aileleri ve toplumları birbirine bağlayan bağlar zayıflar ve mahremiyet, insanın insana duyduğu yakınlık buharlaşıp kaybolur.
Alıntı: Kemal Sayar, Yavaşla, Sayfa: 64