İnsan, gezegenimizde yaşayan biyolojik canlıların tümünden farklı yaratılmıştır, endişelidir, en sefil ve kederlidir!
“Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke’ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.” (Beled 90/1-4)
Bir hayvanı doğal ortamından uzak tutmadıysan, en doğal haliyle çok mutlu yaşar. Hayvanat bahçesinde bulunan kafesteki hayvanlara bir bakın ve kafesin dışında özgürce yaşayan hayvanlar ile karşılaştırın. Aralarındaki fark çok büyüktür. Kafesteki hayvanın, öldürülmemesi için sanki yaşamı zorla elinden alınacakmış tehdidine karşın, olması gereken yerden, doğadan uzak tutuluyor.
İnsanın aslında ahiret için yaratıldığına inanıyorum, o nedenle, bu dünyadaki yaşam sürecine başladığında ilk olarak doğal ortamından ayrılma acısı yaşıyor, bu acıları, inanan kişiler için “Allah’ın cennete giden yolun nasıl olacağını açıklaması” hafifletiyor.
Allah’ın öğretilerine göre yaşayan bir kişi, psikolojik olarak diğerlerinden daha iyi ve daha ileridedir, çünkü kendisini mutlu edecek doğal çevreye ulaşmanın yolu üzerinde.
Biraz araştırın bakın, dünyanın tüm zevklerini tadabilecek imkâna sahip olan adam bile acı çekiyor çünkü bu sığ düşünceli kişi, kafesteki hayvanın mutlu olabileceğini düşünüyor! Doğal yaşamımıza doğru adım adım ilerliyoruz, gerçek hayat henüz başlamadı!
“Şu iğreti dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka şey değil. Âhiret yurduna gelince, asıl hayat işte odur. Ah, bilebilselerdi!” (Ankebut 29/64)
Hisham Alabed