Zillet, Arapça’da güçlü olanın zayıf olanın hâkimiyetine girmesiyle yaşanan bir hal olarak tanımlanır. İbrahim’e kadar insanlığın yaşadığı hali tanımlayan en iyi kelime budur. Zira inanmak isteyen daha doğrusu yana yakıla yaşamını anlamlı kılacak öğelerin peşine düşen insan zihni, İbrahim’e kadar yıldız, ay, güneş gibi doğal güçlere inanmakta, onlara bağlanıp güvenmekte, onlara ibadet etmekte ve onlara kurbanlar kesmekteydi.
İnanmak, bağlanmak, güvenmek, ibadet etmek gibi kelimelerin yönlendirildiği bu yanlış adresler, ilk kez İbrahim’le birlikte Gerçek (Hak) olana çevrilmiş ve kelimelerin doğa ötesi bir güce, Allah’a ulaşmasına imkân verilmiştir.
Tabiatın bünyesine sindirilen cin, peri, şeytan, hayalet gibi insana hükmettiği sanılan varlıklar yerlerinden sürülmüş, astrolojik güçler üzerinden kurulan bağlantılar çökertilmiştir. İlginç bir şekilde Aydınlanma Dönemi’nde tabiat mitolojik unsurlardan soyundurma çabasının ilk adımı olarak gösterilecek şekilde, İbrahim eliyle, insanın tabiatı gerçek kimliğiyle görmesine zemin hazırlayan bir temizlik hareketi yapılmıştır.
Tabiatın dışında bir kudret olarak Allah’ı keşfeden bu metafiziksel zihin, ilk kez sonsuzluk fikrini keşfederek, evrende kendi yerini görme imkânına da kavuşmuştur. Hülasa İbrahim kelimelerle bütün varlık halkalarını yeniden adlandırıp konumlandırmış, her varlığı ait olduğu yere oturtan bir harekâtı başarıyla tamamlamıştır.
Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün, 17.09.2011
Tamamı için: http://kitapveinsan.com/isimler-dunyasindan-kelimeler-dunyasina-gecis-prof-dr-saban-ali-duzgun/