Bazen çocuğunuzun ilk tırnakları saklanmaya değer olurken, bazen de babanızın size yazdığı mektuplar evinizin hayatınızın baş köşesinde durur. Bunlar manevi olarak değerlidir.
Yeter ki gerekliyle gereksizi ayırın. Değer ekseninizi daraltın. Sevgilinizin size aldığı ilk çiçeği kurutup saklamak kabul edilebilir ama yazdığı her mesajı da saklamayın. Bırakın yeni mesajlara yer açılsın.
Çocuğunuzun yaptığı resimler çok kıymetlidir ama hepsini saklamaya kalktığınızda koca bir odaya ihtiyacınız olabilir. Bırakın yeni resimler yapsın. İşiniz bittiyse notlarınızı atın, ajandalarınızı saklamayın. Ne de olsa yeni işleriniz olacak, dosyalarınızı masanızda tutmayın.
Evinizde envai çeşit saklama kabı varken yoğurt kabını yıkayıp kenara koymayın. Çiçek kurdelelerini, hediye ambalajlarını, düğmeleri saklamayın.
İhtiyacınız olduğunda ne de olsa onları bulamayacak gidip yenisini alacaksınız. Çok sevdiğiniz çantanız artık yıprandıysa elden çıkarın.
Kullanmayıp evde tutmanın bir anlamı yok, daha çok seveceğiniz bir çanta alırsınız. İnsan alırken cimri verirken cömert olmalı bu hayatta.
(…) Ama bu tekrar o kadar mutlu olamayacağınız korkusu değil de nedir? Hayatınızda yeni mutluluklara yer açın. Eskileri atın ki yenilere yer açılsın. Tatlı anılar objelerle değil çoğu kez bir müzikle, bir kokuyla, bir manzarayla yeniler insanı. Bu hayatta yürek denilen şeyin saklama alanı o kadar büyüktür ki mutluluklar, itinayla orada muhafaza edilir, bunu eşyalarla yapmaya hiç ama hiç gerek yok.
ALINTI: Hande Köymen Çiğdemoğlu – Tamamı için: http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Dispozofobi