DEPREMLER CEZALANDIRMA MIDIR?

Kitap ve İnsan - kitapveinsan.com

Yüce Allah’ın bu kainatta yarattığı denge açısından depremlerin olmasında sayısız yararlar, nimetler, hikmetler yani insanoğlunun bilemeyeceği nice hayır ve zenginlikler saklanmıştır.
Kadim kavimler, şirk, küfür zulüm ve isyanlarına karşılık, açıklanması mümkün olmayan olağanüstü felaketlerle yok edilmişlerdir.
Bu konudaki âyetler çoktur.
“Nitekim, onlardan her birini günahları sebebiyle cezalandırdık. Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgarlar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zumetmiyor, asıl onlar kendilerine zulmediyorlardı”
( Ankebut- 40)
Fakat son vahiy olan Kur’an indikten sonra cezalandırma toplu ve olağanüstü olmaktan çıkarak, ferdi, ictima’i ve sosyal değişikliğe uğramıştır.
“Ey ümmetler! Her birinize bir şeriat ve bir yol verdik…” âyet pasajı bu gerçeği ortaya koyar.
(Mâide-48)
Yani bizim şeriatımızda cezalandırma, olağanüstü ve toplu olarak değil, katliamlar, anarşi, terör, yolsuzluğun ve hırsızlığın çoğalması, hastalıklar ve düşman istilaları gibi ferdi ve sosyal olarak gerçekleşecektir.
(Bakara-155)
Depremlerde meydana gelen can ve mal kaybı bizi gerçekleri düşünmekten alıkoymaması çok önemlidir.
Dolayısıyla canlılar için yağmur ne kadar hayati bir öneme sahipse, depremler de hem dünyanın sağlığı hem de canlıların yaşaması için son derece yararlı Allah’ın ona yüklediği bir kanunudur.
Akıl ve mantık dairesinde düşündüğümüz zaman depremlerde hiçbir zararın olmadığını anlarız.
Depremlerin ağır zayiat yapması, bilgisizliğimizin, ahlaksızlığımızın, cehaletimizin, medeniyetsizliğimizin bir sonucudur.
Depremlerin insanların inanç ve amelleriyle hiç bir alakası yoktur.
Dünyanın canlılar için yaşanır bir yer olmasında depremlerin faydaları yadsınamaz bir gerçektir.
Denizlerin, kıtaların, nehir ve göllerin, sıcak suların, akarsuların, kimyasal özelliklere sahip birçok maddenin ve madenlerin oluşması volkan ve depremler sayesindedir.
Depremlerde büyük rahmetler ve nimetler gizlidir.
Aslında konunun uzmanları depremlerde olan faydaları kitap, dergi ve sosyal medya üzerinden geniş bir yelpazede anlatmaları gerekiyor.
Çünkü depremlerin özelliklerini konunun uzmanları daha iyi bilir.
Balıkların beslenmelerinin ana kaynaklarından birisi yeryüzü sarsıntılarıdır.
Tabiatın canlanması ve yararlı bir çok gaz ve enerjinin meydana çıkması hep depremler sayesindedir.
Depremler adam öldürmez, yanlış yapılanma adam öldürür sözü yerinde söylenmiş bir sözdür.
Bilimsel ve mimari kurallara bağlı olduktan sonra depremlerden korkmanın hiçbir mantığı yoktur.
Kendi ahlaksızlığımızı, vurdumduymazlığımızı, ilimde ve teknolojide geri kalmışlığımızı Allah’a fatura etmek büyük bir ahlaksızlık ve edepsizliktir.
Depremlere geleneksel Müslüman gözüyle değil, güneşe tapan Japonların gözüyle bakmak zorundayız.
Çünkü biz Kur’an ve ilimde geri kalmış bir ümmetiz.
“Çin’de Mançurya da din bir görenek, başka değil, Müslüman unsuru gayet geri gayet cahil. (Mehmet Akif Ersoy)
Yıkıp şeriati, bambaşka bir bina kurduk. Nebi’ye atf ile binlerce herze (hadis) uydurduk.
O hali buldu ki cür’et “yecüzü fitterğib”
( insanları günahtan alıkoymak için hadis uydurmak sevaptır)
Düşünmedin mi girerken şeriatın kanına? Cinayetin kalacak zanneder misin yanına?
Kolay mı ümmeti idlal edip sefil etmek?
Kolay mı dini hurufat (hurafeler) içinde inletmek?
Niçin kitabı ilahi’yi payimal ettin?
Niçin şeriatı murdar elinle kirlettin?
Herif! şu milleti masumeden ne isterdin?
Ki doğru yol diye tuttun, dalalı ( sapıklığı) gösterdin.
( Mehmet Akif Ersoy)
İnsanlar daha yeryüzünde yokken, şiddetli depremler ve volkanlarla yaşayabilecekleri bir mekan haline getirildi.
Eğer fay hattı olmayan bir yerde deprem olsaydı, işte o zaman cezalandırma olurdu. Bulut olmadan yağmur yağmaz, fay hattı olmadan da deprem olmaz.
Allah istediğini yapar ama keyfi iş yapmaz.

Ali Aydın