Ahlak, adalet, merhamet, iyilik birlikte var olduklarında değerlidir

Kitap ve İnsan - kitapveinsan.com

Günümüzde karşı karsıya bulunduğumuz körleştirici tutkularımız/ilgilerimiz/ihtiraslarımız nedeniyle ahlaki ufuk­ları kaybediyoruz.

Hepimiz, bir anlam ilişkisi, değer/ilke/ahlak ilişkisi zemininde değil, çıkar/iktidar ilişkisi zemininde ko­nuşuyor, tartışıyoruz.

İslami ilkeler/kavramlar/pratikler birbirleriyle iç içe geçmiş, birbirini tamamlayan ilkeler/kavramlar ve pratiklerdir.

Ahlak-adalet-merhamet-iyilik birlikte var olduklarında değerli­dir. Bugün, hepimizin daha çok ahlaka, daha çok adalete, daha çok merhamete, daha çok sorumluluk duygusuna ihtiyacımız var; daha çok paraya değil, daha çok çıkara değil, daha çok iktidara değil.

Günümüz toplumlarında ahlaki suçlara/kötülüklere karşı korkunç bir kayıtsızlık var.

Neoliberal hayat tarzı ve hoşgörü anlayışı, ahlaki suçları/kötülükleri suç olmaktan çıkarıyor. Ahlaki sınırları olmayan bir özgürlük yaklaşımı adalet fikrini yok sayıyor.

Ahlaki ufkumuzu kaybettiğimiz için, rüzgârların istediği yönde savruluyoruz.

Nerede, nasıl bir duruş sergileyeceğimize, neye, ne ka­dar inanacağımıza, nihai anlamda bir karar veremediğimiz için, bütün tercihlerimizle ilgili olarak, maalesef, hakkımızda başkaları karar veriyor.

Kendi akıllarımıza sahip olmadığımız için, kendi akıllarımızı çoğaltamadığımız için, İslami aklımızı kul­lanamadığımız için, başkalarının aklıyla hareket ediyoruz.

Tek akla, tek yoruma hapsedilerek, bu yorumu toplumsallaştırdığımız, bu yorumu yenileyemediğimiz ve sorgulayamadığımız için, müebbet bir düşüncesizlik hapsine kapatılmış gibiyiz.

Emperyalistlerle aynı çizgide konumlanan cemaatlerin bulunduğu, bulunabildiği, riskli olabilecek her tür muhalif/bağımsız yorum değerlendirme, tavırdan kaçınan cemaatlerin kutsallaştırılabildiği, putlaştırılabildiği post modern bir cahiliye çağında yaşıyoruz.

Put akıllar, putçu akıllar, bencil akıllar, çıkarcı akıllar, ahlaksız akıllara dönüşüyor. Bencillikler, kayıtsızlıklar, korkaklıklar, muhafazakâr teslimiyetçilikler edilgenliğimizi ve yalnızlığımızı çoğaltı­yor.

Öngörülemez ve hesap edilemez gelişmeler istisna edilirse, içerisinde yaşadığımız koşullar içerisinde İslami bir gelecek­ten söz edemeyiz.

Alıntı: Atasoy Müftüoğlu, 24.05.2013 – http://iktibasdergisi.com/2013/05/24/ahlaki-ufuklari-kaybetmek/