Tanrı mı büyük, yoksa senin şeyhin mi?
Bir mevlevî olan Ahmet Eflakî’nin, Menâkıb’ul-Arifin’den;
‘Sultan Veled buyurdu ki: Bir gün babam/Mevlânâ medresede bilgiler saçıyordu.
Şöye dedi: Halis mürit; kendi şeyhinin herkesten üstün olduğuna inanan kimsedir.
Meselâ: Bir adam Bayezid’in müritlerinden birine “Senin şeyhin mi büyük, yoksa Ebu Hanife mi?” diye sordu.
Mürit “Benim şeyhim” diye cevap verdi.
Sonra “Ebu Bekir mi büyük, senin şeyhin mi?” diye sordu.
O yine “Benim şeyhim” diye cevap verdi.
(Nihayet) O birer birer bütün sahabeyi saydı, fakat mürit yine şeyhinin hepsinden büyük olduğunu söyledi.
Sonra ”Muhammed mi büyük, senin şeyhin mi?” dedi.
O yine “Benim şeyhim büyüktür” dedi.
En sonunda “Tanrı mı büyük, yoksa senin şeyhin mi” diye sordu?
Mürit “Ben Tanrıyı şeyhimle gördüm, şeyhimden başka bir şey tanımam, hep onu tanırım” dedi.
Başka bir müride de “Tanrı mı büyük yoksa senin şeyhin mi?” diye sordu. Bu mürit de “Bu iki büyük arasında hiç fark yoktur” dedi.
Ariflerden biri de “Bu iki büyükten daha büyük biri lazımdır ki o, farkı ortaya koysun” demiştir.’
İşte tarikatlardaki şeyhin konumu budur.
Saadettin Merdin, 01.07.2017