Öldürmek değil, insanın yaşatılması esastır, asıldır. Kim insanı yaşatırsa, bütün insanları yaşatmış gibi olur. [5/32 vb.]
Şu veya bu, kin, nefret, çıkar, şehvet vb her ne sebeple olursa olsun, hataen ya da saldırının önlenmesi veya savunma amaçlı olmaksızın insanın öldürülmesi bir vahşettir. [5/32, 4/92 vb.]
İnsanın, düşünce, inanç, kabullenim ve yargılarından cezalandırılması kabul edilemez bir zulümdür. Öldürülmesi ise vahşettir. Zira, tüm insanlığın öldürülmesidir. [5/32, 4/92 vb.]
Adı Berkin, Yasin, Adsız ve başka olsun. Kadın erkek, çocuk, şu veya bu dinden,dilden ırktan olsun veya tahrikten, teşvikten, zaaftan, davadan olsun veyahut şehvetten, zevkten, azgınlıktan vb olsun, farketmez.
Bu cinayetleri, vahşeti işleyen insanlar kadar, onu doğuran, yeşerten insanın,toplumun, düşüncelerin ve sistemin de vebali ağırdır. Her birinden de sorumludur. [8/25, 7/164 vb.]
Bu nedenle vahşeti, cinayeti, zulmü yapanlara ve bunları yeşerten öğreti, kültür, toplum ve sistemlere duyarsız da kalınamaz.
Bunlar, insanlıktan, sevgi ve muhabbetten, âlemde var edilen evrensel ilkelerden, bireysel ve toplumsal olarak ne kadar uzaklaşıldığının acı sonuçlarıdır.
Her âlemi cennet yapan ilkelerden uzaklaştıkça, o ölçüde ağır bedeller ödenmekte ve yaşam cehenneme dönmektedir.
Bir insanın öldürülmesi kim olursa olsun, tüm insanlığın öldürülmesi gibi tepki almalı, vermeli ve düşündürüp değişimi başlatmalıdır. [5/32, 4/92 vb.]
İnsan olanların o ölçüde düşünmesi, dertlenmesi, çalışması, değişim ve dönüşüm yapması ve yaptırması gerektiğinin de feryadıdır.
Bir millet kendilerinde bulunanı, durumlarını değiştirmedikçe toplum da, baştakiler de yaşam da değişmez. [8/53, 13/11 vb.]
Cinayetlerin çığlığına, masumların acısına, toplumların çöküşüne, insanlığın yitişine duyarsız olanlar, insan da kalamaz! Mutlu da olamaz! [8/39 vb.]
Bununla birlikte, kan,kanla temizlenemez. Kin, nefret kusarak hiç bir sorun çözülemez. [23/96, 41/34 vb.]
Yasaklar veya baskıyla, cezayla geçici sonuçlar alınsa da kalıcı olarak değişimi gerçekleştiremez.
İnsan, evrensel doğrularla, ikna ve terbiye ile eğitimle, en güzel olanla, değişim ve dönüşümle ancak kalıcı olarak değişebilir. [23/96, 41/34 vb. ]
Değişim, var olandan olması gerekene, kâinatta var edilen ilkelerine uygun davranarak gerçekleşen büyük bir arınma ve yüceliştir.
Zira Yaratılmış Kainat Kitabındaki veya Yazılı Kitap Kuranı Kerimdeki ayetlerin anlatmak istediği evrensel ilkeler her daim insanı, toplumu ve yaşamı mutlu etmek için önemli ve vazgeçilmez bir yoldaştır, nurdur, rehberdir, hediyedir, hidayettir, terbiyedir, eğitimdir, yaşamdır. [2/2, 2/5, 2/38, 2/97, 17/9, 3/4, 3/138, 6/88,7/52, 12/111, 16/64, 16/89, 16/102, 17/9, 20/123, 27/2, 27/77, 28/43, 31/3,40/54, 45/20, 46/30 vb.]
Evrensel doğrular her daim güneş gibi parlar. Gözünü kapatanlar, sadece kendine gece yapar.
Bu ilkelerde hayat vardır. [5/45, 2/178, 2/179, 2/194, 5/32, 4/92, 23/96,41/34 vb.]
Bunlar, RABBİLALEMİNİN insanlara yollarını aydınlatması ve doğruyu bulması için lütfettiği karanlıklardan aydınlığa NUR a çıkaran ilkeleridir. / liyuhricekum minezzulumati ilennur. [14/1, 14/5, 33/43, 57/9, 65/11, 5/16, 2/257 vb.]
Muhabbetle, Ahmet Aldemir, 2014