Evreni kendisinin malı zanneden insan, evreni büyük bir çöplüğe dönüştürdü.
Mülk düşüncesine geçince gücü dâhilindeki her şeyi mülkü zanneden insan eşini de böyle değerlendirince, dışarıda daha iyi bir mülk bulduğunu düşündüğünde rahatça evi terk edebiliyor, çünkü bu durumda kadını mülk olarak görüyor. Fiziksel şiddet de eşini mülk olarak kabul etmenin sonucudur ve bir sapkınlıktır. Baumann, çocuk modern toplumda ayak bağıdır diyor.
Eskiden kadınlar gözü dışarıda olmayan, aile içindeki İlişkileri sevecen, karınca kararınca bir işte çalışan biriyle evli olunca mutlu oluyordu veya bir erkeği evine bağlı, iffetli, çocuklarını iyi bir şekilde yetiştirmeye çalışan bir kadınla evli olması mutlu edebiliyordu.
Şimdi ise evli çiftlere sorulduğunda neden mutlu olabileceğini bile bilmiyor. Modernizmin bile kendine göre ölçüleri vardı. postmodernizmin ise yok, omurgasız. Baumann buna akışkanlık diyor. Postmodern insan tüketmeyi çok sever. Onun vakit geçirme mekânı alışveriş merkezleridir. Postmodern insan ömür kısa tüketilecek şey çok diye bakar, tükettiklerinden ise hiç zevk almaz. (Dışkı Medeniyeti) Postmodern insan için öncesi yoktur, sonrası da yoktur, sadece bugün vardır. Postmodern insan hiçbir şeye karşı sorumluluk duymaz.
Baumann, eskiden insanlar aileyi sevgiyle inşa ederlerdi demiş, oysa artık haz yani anlık zevk önemli o yüzden evlilikler yürümüyor. Dedelerimiz, babalarımız İslâmî anlamda cahildiler, fakat samimiydiler, dayanacakları sağlam bir aileleri vardı. Aileleriyle baskılara dayandılar. Âlimlerimiz yoktu, ancak bu topraklardan aile bağlarının kuvvetli oluşundan dolayı kökümüzü kazıyamadılar.
Prof. Dr. Celaleddin VATANDAŞ