… Arap şirki ile klasik Helen dinlerindeki şirkin birbirinden ayrılması gerektiğinin altını çizmeliyiz.
Zira Arap şirkinde Hz. İbrahim’den kaynaklanan ilahî öğelere de rastlanmaktadır. Bununla beraber ortak hususiyetlerin olması da (Allah-insan iletişimini inkâr, işaretlere (ki Kur’an buna zan der) uymak gibi) doğal. Sonuç itibariyle Arap şirki karma bir şirk olup saf Helen şirkinden farklıdır.
Peki, o halde Arap şirki nedir? En çok yanıldığımız ve bizi esasen yanılgıya sevk eden husus şirki, (açıkça, kabullenerek) “Allah’a ortak koşmak” olarak tanımlayıp bir durumun şirk olup olmadığını belirlemek için bu kıstasa vurmaktır.
Hadiseye bakıyoruz Allah’a ortak koşma (kabül) durumu yoksa devam ediyoruz.
Nitekim ölülerden veya yaşayanlardan yardım isteme,
ağaçlara çaput bağlama gibi vakalarda
“Allah’a ortak mı koşuyoruz” deyip kurtulabilmektedir.
Oysa Arap şirkinde (açık açık) ortak koşmak son derece sınırlı olup, Allah’ın yüceliği, kudreti, bir şeye muhtaç olmaması gibi hususlar teslim edilmiştir.
Onların putlara yükledikleri anlam:
“Allah katında aracılık yapmaları, şefaat etmeleridir”
Tekrar edelim; adamlar diyorlar ki,
“biz kimiz ki, yüce Allah’tan bir şeyler isteyelim aha bunların yüzü suyu hürmetine onların aracılığıyla Allah’a yaklaşıyoruz!”
Bir müşriğin “Allahım hubel adına senden istiyorum” dua formu ile bir Müslüman’ın “Allahım enbiyanın esfiyanın, bu mübarek günlerin, aha burada yatan yatırın adına senden istiyorum” cümlesi arasında temel ne tür bir farklılık var?
Devam edelim; efendim, Hz. Ömer’in Abbas’ı aracı kılması; tövbe hâşâ! Su katılmamış bir zındık uydurmasıdır!
Efendim mağaradakilerin iyilikleri söyleyerek… Tövbe hâşâ! Yaptığın iyiliği Allah’a minnet bırakarak dua etmek…
Az daha devam edelim; Kur’ân ne diyor?
Dua edin diyor!
Dua edin ki size karşılık vereyim diyor…
Peki, Hz. Peygamber dua etmiş mi? Etmiş! Araya bir şey koymuş mu? Tövbe hâşâ!
Sonuç; millet olarak her yerde torpil alışkanlığımızdan olsa gerek, doğrudan kapısına varmamız gereken Rabbimizin huzuruna dahi “hamil-i kart yakınımdır” ile çıkmanın derdindeyiz.
Diyorum ki: duanıza tek güveneceğiniz imanınız olsun.
Hayırlı Ramazanlar…
[Not-1. Daha geniş bilgi için bkz. Şaban Öz, Kuran’ın Peygamberi, Endülüs Yay., İstanbul 2017; Siyer Soruları, Endülüs Yay, İstanbul 2018]
[Not-2: Bütün bunlara rağmen yok ben aracı da koyarım, çaput da bağlarım, yatırdan yardım da isterim, torpil de ararım diyorsanız… Zorla ağzını bantlayacak halim yok ya! Ne halin varsa gör… Tabi biraz ötede]
Doç. Dr. Şaban Öz
Geri bildirim: “Rabbim imanımıza şirk illetini bulaştırmamada bizleri başarılı kılsın” – Oku, düşün, uygula