Geçtiğimiz beş yıllık süre zarfında mezhepçiliği televizyonlarda en çok eleştirmiş kişiyim.
Bunu yaparken sağımdaki-solumdaki ne diyor diye bir hesap yapmadan bunu dile getirdim.
Mezhepçiliği “paket programcılık” olarak eleştirirken, çözümün konuları teker teker masaya yatırmakta olduğunu söyledim.
Bunu yaparken hiçbir kimseyi “kâfir, müşrik” gibi tanımlarla tekfir etmediğim gibi her cephedeki tekfirci yaklaşımlara hep karşı oldum.
“Paket programcılığın” mezhep imamlarını, şeyhleri vb.lerini aşırı yüceltmeye götürdüğünü, konuları teker teker masaya yatırma mantığının ise delili güçlü olana ve fıtrata uygun olana yönelteceğini ifade ettim.
Müslüman kimliğinin şerefinin yeterli olduğunu defalarca beyan ettim.
“Falancanın peşinde git” diyenler elbette bunları söylememe kızdılar, küfrettiler….
Neyse bize düşen doğru bildiğimizi söylemek, bir futbol hakemi kadar hakaretlere bağışıklık kazandım zaten:
O (Allah) sizi Müslümanlar olarak isimlendirdi. (Hac, 78)
Caner Taslaman, 18.04.2016