İtiraz: Muhammed (a.s) son Resul değil dersek, bugün resullük iddiasıyla ortaya çıkan ve kendisine vahiy geldiğini, Allah tarafından seçildiğini söyleyen insanların ekmeğine yağ sürmüş oluruz.
Cevap: Bir yanlışı başka bir yanlışla düzeltmek doğru değildir. Yapılması gereken, ayetler arası bağlantılar kurularak, doğruları insanlara anlatmak olmalıdır.
Bir kişi kendisine vahiy geldiğini, Allah tarafından görevlendirildiğini söylüyorsa, bu kişi nebilik iddiasında bulunuyordur, resullük değil.
Bu kişi bunu yaparken “Resul” kavramını istismar ediyor olabilir. Bize düşen, kavramı doğru bir şekilde ortaya koymaktır. Böylece kişinin sahtekârlığı gün yüzüne çıkar.
Ancak “Resul” kavramını istismar edenlere karşı, “resul demek, nebi demektir; son nebi demek, son resul demektir” gibi yanlış bazı yorumlarla mücadele etmek dine daha büyük zararlar verir.
Resullük, nebiye indirilen vahyi tebliğ etme sorumluluğudur.
Muhammed aleyhisselam kendisine vahiy geldiği için “Nebi”, bu vahyi insanlara tebliğ ettiği için “Resul”dür.
Nebimiz vefat etmiş ve nübüvvet son bulmuştur. Ancak ona indirilen vahyi, Kur’an’ı, tebliğ etme görevi bakidir.
Tebliğ görevinin ortadan kalkması için Kuran’ın ortadan kalkması gerekir.
Resul de Kuran’ın şahadeti ile “bir mesajı tebliğ eden kişi”(5/99) anlamında kullanılmaktadır. Ayetlerde Nuh kavminin “Resulleri” yalandığı haber verilmektedir (25/37). Bu resuller, Nebi olan Nuh aleyhisselama inen vahiyleri toplumun her kesimine ulaştıran, tebliğ eden müminlerdir.
Yanlış yapanlara karşı müminlerin tavrı doğruları anlatmak olmalıdır. Başka bir yanlış ortaya atarak hakikat yolunda mücadele etmiş olmayız.
Vedat Yılmaz, 04.04.2018