Her dilde olduğu gibi Arapça’da da bazı özel ifadeler var. Bu özel ifadelerden bir tanesi de iltifat sanatıdır. Bu sanatın amacı konuşurken tekrarlardan kaçınmak ve dinleyicinin zihnini canlı tutmaktır.
İltifat sanatı genelde konuşurken bir zamirden başka bir zamire atlamak şeklinde olur.
Kur’an’da bunun çok örneği var. Şimdi birkaç örnek vermek istiyorum:
“Bana ne oluyor da beni yaratana kulluk etmiyorum! Zaten onun huzuruna çıkarılacaksınız.” Yasin 36/22
İltifat olmasaydı cümlenin şöyle gelmesi gerekirdi:
“….. , Size ne oluyor da sizi yaratana kulluk etmiyorsunuz. Zaten onun huzuruna çıkarılacaksınız.”
Ayetteki adam, verdiği nasihatin etkili olması ve onlardan her birini teşvik etmesi için birinci tekil şahıs zamiri kullanarak konuştu.
“Rahman çocuk edindi” dediler. Gerçekten çok çirkin bir söz söylediniz.” Meryem 19/88_89
İltifat olmasaydı cümlenin şöyle gelmesi gerekirdi:
“…, siz dediniz ki Rahman çocuk edindi. Gerçekten çok çirkin bir söz söylediniz.”
Burada Allah onların yaptıklarını haber verirken üçüncü çoğul şahıs zamirini kullandı.
Yaptıkları suçu yüzlerine vururken daha etkili olması için ikinci çoğul şahıs zamirine geçti.
“Hamd alemlerin rabbi Allah’adır. Rahman ve Rahim’dir. Hesap gününün sahibidir. Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım isteriz.” Fatiha 1-4
Abese suresindeki ilk üç ayet fatihadakinin bir benzeridir. Üçüncü tekil şahıstan, ikinci tekil şahısa geçiş vardır.
Kur’an’da buna benzer daha çok sayıda örnekler var. Sadece Kur’an’da değil günlük hayatta Araplar da iltifat sanatını çok sık kullanıyorlar.
Hisham Alabed