Düşünce, duygu ve davranıştan oluşan gerçek bir dindarlık yerine, alışkanlık, gelenek, âdet ve hafızadan (taklit) oluşan kör ve sağır bir bağnazlık/fanatizm yaşanmaktadır.
Gelir getirmede inşaat sektörü birinci sırada ise din sektörü ikinci sıradadır.
Dinlerin egemenlik çağlarında mistik tecrübenin, zühdün ve ahlaki arınmanın merkezi olan tarikat/tasavvuf ve cemaatlerin, bugün ekonomik anlamda dayanışma üreten iktisadi birer “holding”e dönüşmeleri, sekülerleşmenin bir göstergesidir.
Tecil edilmiş ve “daha hayırlı ve daha bâki” (87/17) olan “ahiret” (cennet) yerine,
şimdi ve burada (acil) cennet talebi
(örneğin, Caprice Gold House, Maldive Adası Ebu Eyyub el-Ensari House), sekülerleşmenin net göstergesidir:
“Hayır! Siz, acil olanı seviyor ve ahireti bırakıyorsunuz” (75/20-21).
Alıntı: Prof. Dr. İlhami Güler, Derin Ahlak-Teolojik-Siyasi Analizler, Ankara Okulu Yayınları, 2. Baskı, Sayfa 14.