Ve “Eğer biz (vahyi) işitmiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şimdi kavurucu ateşe müstahak olanlar arasında bulunmazdık” diyecekler. [Mülk Suresi 10]
Dipnot: Zımnen: “Kendimizi yakacak ateşe en yüksek bedeli ödeyenler arasında bulunmazdık”. Burada iki değil üç unsur var:
Vahiy, akıl ve çevre. İmam Cafer’e atfedilen şöyle bir söz vardır: Peygamber insanın dışındaki akıl, akıl insanın içindeki peygamberdir.
Duyularımızın ötesini akıl ile, aklımızın ötesini vahiy ile kavrayabiliriz. Burada duyuları “çevre” temsil etse gerektir. Cenneti hak edenlerin arasında olmak, duyuların doğru kullanımı açısından doğru kullanılan akıl ve doğru anlaşılan vahiy kadar önemlidir.
Allah’tan ödünç değerler alma (ilm) ve onlarla Allah-insan-kâinatın hakikatine dair doğru hükümlere ulaşma (hikmet) konusunda her fert (âdem) aynı hakka sahiptir. Bu âyet Kelâm ilminin ortaya attığı hüsün-kubuh meselesine (teodise) dair son sözü söyleyen bir âyettir.
Alıntı: M. İslamoğlu meali