Karşılaştırmalı çözümlemeler yapma yeteneğine sahip olmadığımız için, zihinsel sömürge olmaktan kurtulamıyoruz. Bu tür tehlikeli yanılsamalara düşmemek için analitik sorular sorarak, analitik tespitler yaparak, klişe görüşler ve romantik yaklaşımlara karşı ‘mesafeli bir duruş’ sergileyerek emperyalist akla karşı İslami aklı harekete geçirebiliriz, İslami aklı harekete geçirebilmek için İslami anlamda radikal bir zihinsel dönüşüme cesaret edebilmeliyiz.
Günümüzde Müslüman kitleler, hizip liderinin, cemaat liderinin, parti liderinin, mezhep liderinin aklıyla sınırlı, yani tek akıl’la sınırlı dünyalarda yaşıyor.
Tek aklın her konuda yeterli olmayabileceği, tek aklın yanılabileceği, yanlışlar ve zaaflar sergileyebileceği, tek akla güvenilemeyeceği düşünülmüyor.
Tek akla mahkûm edildiğimiz için akıllarımızı bir türlü çoğaltamıyoruz. Kitleler, insanüstü yeteneklerle, niteliklerle teçhiz edildiklerine inanılan cemaat liderlerinin akıllarına/ sezgilerine sonuna kadar güveniyor, bu konunun tartışılmasına tahammül edemiyor.
İslami aklı, müşavere yoluyla çoğaltacağımız, zenginleştireceğimiz, doğrulayabileceğimiz akılları hayata geçiremediğimiz için; kimi İslami cemaatler, ayaklanmacılar, isyancılar, bugün de yaşadığımız üzere emperyal aklın ve çıkarların yanında yer alıyor, bu aklın ve çıkarların doğrultusunda konumlanıyor.
Geleneksel klişe görüşler tekrar edildiği ve yanlışlanmadığı için, bunlar, bir gün sorgulanamaz hale geliyor. Yeni sorunlar karşısında, yeni çözümlemeler yapılmadığı için, Müslüman zihin dinamizmini/üretkenliğini kaybediyor.
Yapısal sorular sormayan ve bir tıkanma durumu yaşayan zihinsel dünyalarımızı batini akımlar kuşatıyor, etkiliyor. Bâtıni akımlar aracılığıyla kitleler pasifleştiriliyor.
Zihinsel denetim altında tutulduğumuz için, İslami aklın/vahyin birliğini sağlayamıyor, vahyin ve aklın birliği temelinde yeni bir söylem geliştiremiyoruz, sürecin bir parçası haline geliyoruz.
Sürecin bir parçası haline gelmek piyasa kültürü ile bütünleşmek, dini hayatta bile ticari pazarlama yöntemlerine başvurmak anlamına geliyor.
Alıntı: Atasoy Müftüoğlu, 29.01.2012 – http://iktibasdergisi.com/2012/01/29/gercekleri-gorme-yetisini-kaybetmek/