Bir dünyevi ya da dindar insan için dünyevi ideoloji ya da Tanrı, din, peygamber ve ahiret, onların üzerine düşünmek, teorik kitaplar okumak ya da oturup onların üzerine saatlerce konuşmak ya da çokça ibadet etmekte değil, şahit ya da bizzat taraf olduğu özel ya da iş yaşamında ortaya çıkan kötülük, haksızlık ve usulsüzlüklere elinden geldiği kadar karşı çıkıp çıkmamasında aşikar olur.
Yani, Tanrı’yı ya da dini dünyayı kurtarmakta aramayın, böyle bir Tanrı’yı bırakıp yaşamın bizzat içinde sizi ilgilendiren mikro ve sınırlı ölçeğinizde varolan kötülük için elinizden geleni yapıyor musunuz yoksa kıytırık gerekçeler, hesap kitap ve korkaklıkla yapmıyor musunuz ona bakın.
Tanrı gökte, kalpte ya da mekansız ve zamansız değil, sizin o küçücük yaşamınızda kötülük ortadan kalksın diye elinden ya da dilinden ne geliyorsa ona karşı çıkıp gereğini yapmanızda ete kemiğe bürünecektir.
Yaşamınıza etki etmeyen boş, teorik, kelami ya da felsefi Tanrı anlayışını bırakıp, minik yaşamınızda iyi ve doğru adına elinizden geleni yapıyor musunuz yoksa yapmıyor musunuz ona bakınız. Tanrı, duruş ve eylemdir. Onun üzerine düşünmek, aşırı konuşmak ve eyyamcılık değildir.
Prof. Dr. Adem ÇAYLAK