Kur’an’dan uzaklaşıp, aklımızı bir takım cemaat veya örgütlere kiraya vermeseydik bu hallere hiç düşmezdik. Müslümanlar, Kur’an’dan çözüm üretmek, uzun vadeli stratejiler belirlemek, sağduyulu hareket edip sağlıklı durum değerlendirmeleri yapmaktan aciz durumdalar.
Bir problemle karşılaştıklarında Müslümanların üretebildikleri çözümler şunlardan ibaret; vur, kır, parçala, slogan at, protesto et.
Bugün kendisine İslam toplumu denen bir bölgeyi karıştırmanız için oraya yüklü miktarda silah sevk etmeniz yeterli, onlar bir şekilde birbirlerini öldürürler. Bu silahlar bize nereden geldi, silahla durum daha mı iyi olur yoksa daha mı kötü olur gibi soruları sormaz Müslümanlar nasılsa.
İsrail’e yönelik Müslümanların genel olarak “kendi ayağına sıkma” stratejisi dışında akıllıca bir hamlede bulunduğunu görmedim. Örneğin, 2003 yılının başlarında Yusuf el-Kardavi, Filistin sınırları içerisinde intihar saldırılarının caiz olduğunu açıkladı. İsrail’in tam da istediği şey buydu aslında. Böylece İsrail Müslümanlara hayatı Cehennem etme politikaları için meşru bir zemin kazandı.
Duvarlar örüldü, tehlikeli olduğu düşünülen bölgeler boşaltıldı, hatta yolda gördükleri her hangi bir Müslüman’ı, canlı bomba olma tehlikesi bahanesiyle, öldürebilir hale geldiler. Bu büyük avantajları onların eline kim verdi? “Kendi ayağına sıkma” derken demek istediğim bu.
Yıllarca bazı marka ürünleri boykot etmeyi bu millete İsrail’le mücadele diye yutturdular. Amaç insanları psikolojik açıdan rahatlatmak İsrail’le mücadele ediyormuş gibi hissettirmekti. (O meşhur boykot ürünleri tabloları içerisinde herhangi bir banka logosu gören oldu mu?)
Diğer yandan Türkiye’de faizli kredi borcu oranları kat kat arttı, son 20 yılda Türkiye’de bankalardan alınan faizli kredi miktarlarını şöyle bir karşılaştırın. İsrail’i boykot adına 3-5 TL’lik ürünleri sofralarına koymayan adamlar, 50.000-100.000 TL faiz ödediler bankalara. Bu faiz gelirleri nereye aktı? Siyonist birkaç tane ailenin cebine.
Hem Kur’an, hem akıldan uzaklaştığımız için bu hallere düştük derken ne demek istediğim anlaşılıyordur sanırım.
Bugün maaşının yarısını bankaya faiz olarak ödemek zorunda olan Müslüman kalabalıklar kalkmışlar meydanlarda protesto gösterileri yapıyorlar. Sen, ev-araba sahibi olacağım diye, maaşının bir bölümünü her ay İsrail’e havale ediyorsun zaten, neyin protestosu bu?
Kitapsız, hikmetsiz, akılsız bu İslam toplumunun şu anki durumda her hangi bir parlak geleceği olduğunu görmüyorum. “Allahu ekber, Allah bizimle” falan diye sloganlar atıyorlar ama halimizi düzeltmedikçe Allah bize asla ve asla yardım falan etmez.
Yahudiler de tarih boyunca “biz ne kadar günaha gömülsek de Allah bize nasılsa yardım eder” diye düşündükleri için bellerini hiç doğrultamadılar. Aynı zehirli zihniyet bugün Müslümanlar arasında yayılmış durumda. Allah’ın kanunu ise çok net:
“Bu bir kuraldır: Bir topluluk kendini değiştirmedikçe, Allah ona verdiği nimeti değiştirmez; Allah, dinler ve bilir.” (Enfal 8/53).
Vedat Yılmaz, 22.07.2017
Alıntı ve tamamı için: http://www.fitrathaber.com/yazi/mescid-i-aksa-yikilir-mi