Nefsi ile yüzleşen erdemli insan

Kitap ve İnsan - kitapveinsan.com

 

Kuran ayetlerine göre Müslüman, insan olmanın onuruna, yani yaradılışına uygun davranan insandır. Müslüman olabilmek yani gerçek anlamda içtenlikle Allah’a teslim olabilmek için, önce erdemli bir insan olabilmek gerekir.

Kuran’a göre erdemli insan; Allah’a derin bir sevgi ve saygı ile teslim olan ve en başta ona sonra da onun yarattıklarına karşı sorumluluk ve saygı bilincine sahip ilkeli insandır.

Erdemli insan, iyi ve güzel olana yönelen, kötü ve çirkin olandan sakınan ve iyiliği yaymaya çalışan insandır. Doğruluk, güvenilirlik, cesaret gibi güzel özelliklere sahip ve aynı zamanda duyarlı, samimi, iyi yürekli, ölçülü ve tevazu sahibi olan insandır.

Erdemli insan; nefsine hâkim olan, Allah’ın sınırlarına tüm içtenliği ile riayet eden ve onun sınırlarını aşmaktan, nefsine ve şeytana uymaktan yine ona sığınandır. Erdemli insan, nefsi ile yüzleşebilen, hatalarını görüp kabul eden, bahaneler üretmeyen, kendini düzeltmek için harekete geçen, eylemlerinin ahlaki sorumluluğunu üstlenen ve günahlarında ısrarcı olmayıp Allah’tan bağışlanma dileyen insandır.

İnsanın kendi ile yüzleşmesi ve vicdanının kınayan sesine kulak vermesi gereklidir. Çünkü insan kendi hatalarının, kusurlarının ve eksikliklerinin farkındadır. Bu farkında olma halini daima diri tutmak ve bu iç denetim mekanizmasını sürekli olarak çalıştırmak gerekir.

Önemli olan insanın nefsini ezmesi değil nefsi ile yüzleşmesidir. Çünkü nefsi kötülemek ya da ezmek değil, terbiye etmek, onarmak ve kontrol altına alarak iyiye eğilimli hale getirmek gerekir. Allah’ın ayetlerini dikkate alan, bozulmamış bir akıl ve vicdan, insan için yeterli ve adil bir hâkimdir. Dolayısıyla hepimizin kendimizi kınayarak hatalarımız ile yüzleşmemiz; hatalarımızdan dönerek aklımıza, vicdanımıza ve irademize hâkim olmamız gerekir. Kendi kendimizi kınamadığımızda, hatalarımızı fark etmemiz mümkün olmayacaktır. Böylece ahlaki bir hayattan uzak, amaçsız ve anlamsız yaşamamıza ve tek doğruluk ölçüsü olarak nefsimizin arzularını alacak olmamıza rağmen herkes kendini doğru yolda sanacaktır. Oysa insanın hatasını kabullenip düzeltmesi hem bir erdem hem de kendisine yapacağı büyük bir iyilik olacaktır.

Nefsin yani benliğin kendisi doğrudan kötü bir şey değildir. Kötü olan nefsin kontrol edilememesi ve Allah’ın hoşnut olmayacağı şeylerin istenmesidir. Allah nefsi kötü olarak yaratmamıştır. Nefsinin doğasını bozarak onu kirleten insandır. Ayetler bu gerçeğe dikkat çeker: 

 “(Yemin olsun) nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene. Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ki, benliği temizleyip arındıran, gerçekten kurtulmuştur. Onu kirletip örtense kayba uğramıştır.” (Şems suresi 7-10)

Kendini bilen insanın, hata ve günahları ile yüzleşmesi için nefsi yeterlidir. Kuran’da, “Kendini kınayan nefse yemin olsun” (Kıyamet suresi 2) denilmektedir. Başkalarını kınamak kolay olandır. Zor olan insanın kendini kınamasıdır.

Kendimizi ne kadar iyi ve doğru görsek de ortaya bir yığın mazeret döksek de ne olduğumuzu biliriz gerçekte:

“Doğrusu, insan kendi nefsine tanıktır. Dökse de ortaya tüm mazeretlerini.” (Kıyamet suresi 14-15)

Yine asıl mesele insanları kınamak ya da onlara tavsiyelerde bulunmak değil, aynı zamanda kendimizi de unutmamaktır:

“Siz, insanlara iyiliği tavsiye ederken, kendinizi (nefsinizi) unutuyor musunuz?” (Bakara suresi 44)

Ayetler bize, üzerimizdeki yükümlülüğün kendi nefislerimiz olduğunu yani kendimizden sorumlu olduğumuzu, bu yüzden kendimizi düzeltmeye bakmamızı bildirir. Dolayısıyla başkaları ile uğraşmayı bırakıp önce kendi nefislerimizi kontrol altına almamız gerekir:

“Ey iman edenler! Üzerinizdeki yükümlülük kendi nefislerinizdir (siz kendinizden sorumlusunuz). Siz doğru yolda oldukça sapmış olan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah’adır. O, size yaptıklarınızı haber verecektir.” (Maide suresi 105)

Ayetten de anlaşıldığı gibi biz doğru yolda olmayı tercih edip doğru olmayı diledikçe, şeytan da dâhil sapmış olan hiç kimse zarar veremez bize. Şayet kendimize hayatımızın en büyük iyiliğini yapmak istiyorsak, bu dünyadayken kendimizle yüzleşmeli ve kınayıp suçlayacaksak şayet kendi nefsimizi kınayıp suçlamayı bilmeliyiz.

Emre DORMAN