Kur’an metni her şeyiyle bir mucizedir. Kelime kullanımları, belâgatı, tutarlılığı, ayetler arasındaki bitmek tükenmek bilmeyen bağlantılar ağı, hatta surelerin yerleri… Son söylediğimle ilgili çok küçük bir örnek vermek istiyorum:
Rahman Suresi (55. sure) ile Vakia Suresi (56. sure) konu dizilimleri arasında tesadüf olamayacak kadar müthiş bir simetri var.
-Rahman suresinin ilk ayeti: “Er-Rahman” bunun tam simetrisi olan Vakia Suresinin son ayeti “Rabbinin yüce ismini tesbih et.”
– Rahman Suresi “Bunun dışında iki cennet daha vardır.” konusuyla biterken Vakia suresi “es-sabikun olanlar için cennetler”den bahseder.
– Rahman Suresi daha öncesinde “İki cennet vardır” derken, Vakia Suresi “ashabul yemin için cennetler”den bahsederek devam eder.
– Rahman suresi öncesinde “cehennemlikler”den bahsederken, Vakia suresi “Ashabul şimal ve cehennem”den bahsederek devam eder.
-Rahman Suresi öncesinde “Yaratılıştan” bahsederken, Vakia suresi “İnsanın yaratılışı”na vurgu yaparak devam eder.
– Rahman suresi öncesinde “doğaya ve yaratılmış ayetlere” dikkat çekerken, Vakia suresi devamında “doğaya ve yaratılmış ayetlere” vurgu yaparak devam eder.
Bu iki surenin arka arkaya gelişi ve böyle müthiş bir simetri oluşturması bile Kur’an’ın ne kadar ince ayarlar üzerine kurulu bir metin olduğunu gösteriyor. Buna rağmen birileri kalkıp “Kur’an metin değildir, şifâhi bir hitaptır” saçmalığını ileri sürebiliyorlar. Bu saçmalık da bilimsel kabul edilip akademik camiada dikkate alınıyor.
Vedat Yılmaz, 08.08.2017