1- Büyüklük/çokluk tutkusu sizi helak etmeden bu çılgınlıktan vazgeçin!
“Büyük/en büyük” diye tutturmayın!
Şehrin de projenin de küçüğünü planlayın. Zira; “küçük güzeldir”.
“Büyük şehirler” değil, yeşil ve huzurlu şehirler planlayın!
2- Çok ve uzun yaşamayı değil,
kaliteli yaşamayı hedefleyin!
Hayata mutlaka saygı duyun,
ama ölüme de saygı duyun!
Ölümü öldürmeye çalışmak yerine, hayatı dolu dolu ve güzel yaşayın!
Bir şeyin değerini bilmek için,
onu kaybetmeyi beklemeyin!
3- Virüs inanç, ideoloji, ulus, sınır, sınıf, coğrafya gibi farklılıkları yok saydı.
Aynı Güneş’le ısınıp aynı Ay’ın altında uyuduğumuzu hatırlattı.
Tıpkı toprak, su, hava gibi afetleri ve acıları da paylaştığımızı gösterdi. Zümre kibrini yerlere serdi.
4- Virüsün, ilk kez, Çin’de vahşi bir memeliden insana geçtiği kesin.
İnsan her bulduğunu değil, “temiz ve iyi/güzel olan şeyleri” yemeli.
İnsanın yeme, içme, etme, eylemede sınır ve ölçüleri olmalı.
BİR SINIR YOKSA HİÇ SINIR YOK
5- “İnsanların elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde fesat çıktı”
Tüm dünyaya yayılan virüsü ilk bulaştıran kişiye “etme, her bulduğunu yeme” desek, o da “kime ne, ben istediğimi yaparım” dememeli.
Bir kişi bütün bir insanlığı yakabiliyor.
6- Virüs insana kendini gösteriyor:
Sorumluluk sahipleri, acı da olsa gerçeği söylüyor, şeffaf davranıyor,
güç yarıştırmıyor, sorumluluk alıyor.
Güç sahipleri, virüs üzerinden güç ve kâr devşiriyor, yalan söylüyor, istismar ediyor
Hangisi virüs daha beter?
M.İslamoğlu – Ayrıca okuyunuz: https://kitapveinsan.com/koronavirus-buyuk-bir-musibet-mi/
Geri bildirim: Koronavirüs Büyük Bir Musibet mi? – Oku, düşün, uygula