“Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur’ân) geldi.” (Yunus 10/57).
Kur’ân evrensel bir kitaptır çünkü Kur’ân herhangi bir zamanda ve yerde oluşabilecek sorunlara çözümler sunmaktadır.
Şöyle bir örnekle konuyu netleştirelim:
Arap toplumunda bir adam, karısının herhangi bir davranışına kızdığı zaman, ona, “sen bana anamın sırtı gibisin” derdi. Bunun üzerine karısı ona haram olurdu. Fakat bu boşanma sayılmazdı.
Bu problem herhangi bir zamanda, yerde ve herhangi bir toplumda var olabilir.
Kur’ân bu soruna bir çözüm getirdi:
“İçinizden kadınlarına zıhar yapanlar bilsinler ki, o kadınlar onların anaları değildir. Onların anaları ancak, kendilerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz onlar (zıhar yaparlarken) hoş karşılanmayan ve yalan bir söz söylüyorlar. Şüphesiz Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır. Kadınlarından zıhar yaparak ayrılıp sonra da söylediklerinden dönecek olanlar, eşleriyle birbirlerine dokunmadan önce, bir köle azat etmelidirler. İşte bu hüküm ile size öğüt veriliyor. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. Kim (köle azat etme imkânı) bulamazsa, eşine dokunmadan önce ard arda iki ay oruç tutmalıdır. Kimin de buna gücü yetmezse altmış fakiri doyurmalıdır. Bunlar, Allah’a ve Resulüne hakkıyla iman edesiniz, diyedir. İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kâfirler için elem dolu bir azap vardır.” (Mücadele 58/2-4).
Bir kişi çıkıp:
“Bu ayetlerdeki uygulama boşa gitmesin diye bende zıhar yapıyım” diyorsa, o kişinin aklında bir dengesizlik olduğunu kesindir.
Normalde bir Müslüman zıhar yapmaması gerekir, fakat diyelim ki yaptı, o Müslüman’ın yaptığı zıhara karşı Kur’ân’ın getirdiği çözümü uygulamalıdır.
Kur’ân insan sorunlarına en iyi çözümdür.
Kur’ân’ın kıssaları bize tarihi olayları anlatır, amaç bu olaylardan ders çıkarmaktır.
Kur’ân’ın tüm kıssalarında evrensel bir mesaj vardır. Mesajın içeriğini son derece iyi anlamalı ve ona göre tebliğ edilmelidir.
Hisham Alabed