Bugün dünyamızda 27 milyon köle bulunuyor.
Yeryüzünden köleliğin kalkmadığına inanmak neredeyse imkansız.
Pek çoğumuz için kölelik, tarihin sayfalarına gömülü. Oysa bugün kölelik dil, ırk, sınır tanımıyor ve tüm acımasızlığı ile insanların en temel haklarını ellerinden alıyor.
“Kullanılıp Atılanlar” kitabıyla Kevin Bales, büyük şirketlerin gelimemiş ülkelerdeki fabrikalarında aşırı düşük maaş ile çalıştırılan işçilerin söz etmiyor.
Bales, yasa maskelerinin ardında zincirlere vurulmuş şiddetle köleleştirilmiş insanlardan, gerçek kölelerden söz ediyor.
Beş ülkede yaptığı saha araştırmaları ile şahsen tanık olduğu köleliğin yeni formunu da gözler önüne seriyor.
Artan nüfus oranları, sömürgeci ekonomik küreselleşme ve modern tarım yöntemlerinin yaygınlaşmasıyla köleliğin büründüğü bu yeni formda köleler, sahipleri tarafından kısa vadeli bir yatırım olarak görülüyorlar.
Metalaştırılmış bu insanların hasta olmak, yaşlanmak gibi lüksleri yok; piknikte kullandığınız plastik bir bardak gibi kullanılıp atılıyorlar, çünkü yerini yeni bir köle ile değiştirmek en az o kadar masrafsız ve kolay.
“Köleliğin yeni çeşitlerine karşı kör kaldığımıza dair bu suçlama şok edici. Bales, küresel köyün karanlık yüzünü çok etkili bir şekilde gözler önüne seriyor.”
Alıntı: Kevin Bales, Küresel Ekonomide Yeni Kölelik kitap tanıtımı
Geri bildirim: Bildiğimiz kölelikle bugünkü arasında birkaç temel fark var. | Oku, düşün, uygula