Ekîm/ikame fiiliyle birlikte kullanılan “namaz kılın” emrini, en temel farzlardan birisi olarak kabul eden müslüman, nedense Nisa 58’deki hükmü aynı derece emir olarak görmez.
Oysa ayette daha katı bir şekilde bizzat “Allah size emrediyor” ilahi buyruğu yer almaktadır. Nitekim ayetin ilgili kısmı şöyledir:
İnnellahe ye’murukum en-tüeddû’l-emânati ilâ ehliha/Allah size mutlaka emanetleri/işleri ehline vermenizi emrediyor… Nisa 58.
Böylesine kesin ve net emir ortadayken ne yazık ki, Müslümanların kahir ekseriyeti bunu görmezden gelir. Yeri geldiğinde Resulüllah, Hz. Ömer veya Ebû Bekir’den bahseden dindar, her adımında bu ilkeyi ihlal etmeyi kendisine yakıştırırken, bir taraftan da pişkin pişkin Hz. Peygamber, Ömer ve Ebû Bekir seviciliği yapar. Oysa onların hiçbirisi, bu ayete ihanet etmediler.
Sadece Kur’an’ın bu ilkesi işletilse bile, emin olun birçok problem kendiliğinden halledilmiş olur. Siz hiç “Benden değil, benim gibi düşünmüyor veya bana oy vermedi, ama işinin ehli, işini iyi yapıyor. Dolayısıyla yandaş ve candaşlara değil, işini iyi yapana sorumluluk vermeliyim” diye düşünen bir yetkili, idareci veya sorumlu görebildiniz mi?
Peki, o halde niçin kendi zaafımızı, kendi eksikliğimizi Allah’a gidertmeye çalışıp dualarımızda “Ya rabbi! Bizi düzelt” kabilinden ifadelerle pişkin pişkin talepte bulunabiliyoruz?
Prof. Dr. İsrafil Balcı, 19.10.2016