Bugün ülkemizde kim haktan, emekten bahsediyorsa sosyalist, komünist ve de sol dairenin içerisine kendisi istemese de zorla itekleniverir.
Kusura bakmayın, ama biz her ne kadar kapitalizme ve materyalizme karşı olduğumuzu söylesek de kapitali ve materyali çok seviyoruz.
(…)Müslüman bir şahsın zengin olması kendisinde mesuliyet duygusunu daha bir artırmıyorsa, onun zengin ya da tahsilli ve kariyerli olması ne anlam ifade edebilir ki?
(…) Vaizler sözün taşıyıcıları mıdır yoksa uygulayıcıları mı? Eğer söz eylemin karşısına dikilip yolunun üzerine oturup hayatın akışına mani oluyorsa herkesi ait ve de layık olduğu yere göndermek iyi olur.
Kapitalizm ve sağcılık ideolojisi bize kendini öyle kabullendirdi ki “sosyal adalet”ten bahsetmek bile cesaret ister hale geldi. Gönlündekini vermeyen dilindeki ile yetinir, dilindekini esirgeyen elindekini vermeye hiç kıyamaz.
Mala mülke takva düzeyinde derin bağlılık bizi o kadar sarhoş etmiş ki, satıcı bağırışlarını cezbe zannediyoruz.
Alıntı: Milli Gazete yazarı Hüseyin Akın’ın 04.05.2017 tarihli “Elveda 1 Mayıs” yazısından
Yazının tamamı için: http://www.milligazete.com.tr/elveda_1_mayis/huseyin_akin/kose_yazisi/34357