“Hani işi ehline verecektik? Hani adil şahidler olacaktık?”

Kitap ve İnsan - kitapveinsan.com

 

“Devletin malı deniz, yemeyen domuz” değil.

“Bir hırsız bir bağdan bir bostan çalar, rüşvet alan, bir bostan ya da bir selam karşılığı bir bağı satar”.

Hangi tarikatın hangi bakanlıklarda, KİT’ler, BİT’lerde örgütlendiğini bilmeyen var mı? Hangi üniversitelerin yönetimini kimlerin ele geçirmeye çalıştığını ya da…

Hani işi ehline verecektik. Hani adil şahidler olacaktık! Birileri FETÖ’den boşalan yeri doldurmaya çalışıyor sanki. FETÖ’cüler de onların arasına sızmaya çalışıyor. Zaten FETÖ’yü örgütleyen uluslararası sistem, daha önce onlar arasına da sızmaya çalışmadı mı sanıyorsunuz.. Unutmayın paralelin de paraleli var!

Şeyhini mutlaklaştıran biri, emri kimden alır?. O zaman siyasette, bürokraside hiyerarşiyi nasıl muhafaza edebilirsiniz?

Adam muhkem nas’la sınırlı bir dine sahip değil, Şeyhinin müteşabih bir alandaki tercihini din kabul ediyorsa onu ne yapacaksınız?

Zaten onun şeyhi gaybı da biliyor. 3’ler, 7’ler, 40’lar aleminden haber getiriyor. Resulullah’la rüyasında buluşuyor, Cebrail’le görüşüyor.. “Şeyhinin bir gülüşüne tüm varlığını feda etmeye hazır” birinden söz ediyoruz.

Bakın, aşk ve öfke gözü kör eder. Orada akıl yoktur. Orada siyaset tabii mecrasından sapar, din de sapar. Aklınız kadar iman edecek, aklınız kadar amel işleyeceksiniz. Dininiz aklınızdan daha fazla olamayacağına göre, çünkü bilmediğiniz şeye iman edemeyeceğinize, onu bir ahlak, sorumluluk ve davranışa dönüştüremeyeceğinize göre, aklınızı baskılayan her şey dininize bir sınır koyar.

A.Dilipak, 04.08.2016, Tarikatlar aslına dönmeli adlı makalesinden

 

Bir cevap yazın