Tam bir tevhid manzumesi olan İhlas suresinin yaklaşık anlamı;
“Tüm insanlara duyur ve deki;
O Allah Bir’dir. O; sadece sayısal olarak bir değildir. O; isim ve sıfatları olarak da birdir. BİRİCİK’tir. Yeganedir, Eşsiz ve Benzersizdir! Eşi, benzeri, zıddı, niddi yoktur. Emsalsizdir. Niteliklerini, sıfatlarını kimseye dağıtmamıştır, paylaşmamıştır.
Allah Samed’tir. Bölünmez bir bütündür. İçine hiçbir şeyin girip, çıkmadığı sert, som bir kaya gibidir. O’ndan dışarı ilahi bir cevher, “üflenmiş bir ruh” vs. çıkmaz. O’ndan evren sudur etmemiştir. Vahdet-i vücud yalandır. Herkesin ihtiyacını gideren, ama kimseye muhtaç olmayan Seyyid’tir, Âlemlerin Efendi’sidir. Hayy’dır. Kayyum’dur.
Kâinatın dışında uzak bir Tanrı değildir. Mülk ve Melekût âlemini, Gayb ve Şehadet âlemini, bütün bir var oluş âlemini sevk ve idare eden, Razık, Müdebbir, Rahman ve Rahim olan, Dünya ve Ahiretin yegâne Mâliki’dir.
Yardımcısı, vekili, halifesi, Sevgilisi, kızı, oğlu olmayan Âlemlerden müstağnî olan ezel ve ebed Sultanıdır.
O doğmamıştır! Doğurtmamıştır!
Doğanlar, ölenler nasıl ilah olabilir?
Zamanı yaratan ve Zamandan münezzeh olan, O Allah’ın başlangıcı-sonu olur mu?
O doğurulmamıştır. Doğurulan biri Tanrı olur mu?
Doğurulan, aciz bir tanrı bu muazzam büyüklükteki Kâinatı yoktan yaratabilir mi?
O’nun dengi, hiç bir şey yoktur.
O Ulûhiyetini kimseyle paylaşmamıştır.
“Leyse ke mislihi şey’ün/ O’nun misli, benzeri hiç bir şey yoktur.
O yarattıklarına asla benzemez. Hâlık olan, mahlûka benzer mi?
O yaratılmışların tâbi olduğu fizik- kimya kanunlarına değildir. Kanunları var eden, kanunların mahkûmu olur mu?
Saadettin Merdin, 27.06.2017