Günümüzde Müslümanların çoğu, bu dünyada cehennem hayatı yaşamalarına rağmen, kendilerini kesinlikle cennete ulaştıracak olan Allah’ın doğru yolu üzerinde olduklarına inanıyorlar.
Ve onlara göre yaşadıkları cinayet, katliam, zulüm ve bozgunculukla dolu olan bu cehennem hayatının tek gerekçesi, Allah tarafından imtihana tabi tutuluyor olmaları.
Yaşadığımız dönemde Müslümanların durumuna baktığımızda, içler acısı bir tabloyla karşılaşıyoruz:
Suriye’de 6 yıldır devam eden savaşta şu ana kadar en az 900.000 kişi katledildi.
Irak’ta uzun yıllardır süren, etnik ve mezhep kökenli çatışmalarda hayatını kaybeden masumların sayısı her geçen gün artıyor. Ve ülke bütünlüğünü kaybederek bölündü.
Yemen ve Libya’da şu ana kadar binlerce kişi, iktidar mücadelesinden doğan kanlı savaşın kurbanı oldu.
Lübnan’da ise, uzun yıllar devam eden ve yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiği iç savaşın ardından, toplumsal ayrışma ve karşıt görüşlü gruplar arasında sözlü saldırılar yaşanıyor.
Ve 80 milyonu aşkın nüfusu olan Mısır, tek bir anlamlı cümle dahi kurmaktan aciz olan modern firavun tarafından zulüm ve despotlukla yönetiliyor.
Savaşların bıraktığı izler ise, açlık ve sefaletten ibaret.
Diğer yanda, Allah’ın imtihan gereği bolluk ve refah bahşettiği, ve bu imkanlarını düşmanlarının hizmetine sunan dolayısıyla ekonomik durumları kötüye giden Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkeler…
Artık Müslüman gençlerin çoğunun hayali, küçük bir teknede sıkışacak yer bulup dalgalarla boğuşarak batı ülkelerinden birine sığınabilmek.
Canları pahasına, vatanlarını kasıp kavuran acılardan kaçarak umuda yolculuk yapıyorlar.
Bu noktada şu sorular akla geliyor:
Müslümanlar gereği gibi Allah’a kulluk ettiklerine inanmalarına rağmen, nasıl ülkelerini yaşanmaz bir hale getirdiler?
Neden kendi vatanlarını terk edip hiç tanımadıkları ülkelere sığınmak zorunda kalıyorlar?
Oysa ki; Allah Teâlâ Kitabında şöyle buyurmuyor mu?
“Bu Kitap, insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa Azîz ve Hamîd olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır”.
İbrahim sûresi 14/1
Bugün Müslümanların hayatının nurla aydınlandığını hangimiz söyleyebilir?
Eğer yaşanan bunca cinayet, zulüm ve bozgunculuk aydınlıksa, öyleyse karanlık nedir?
Hisham Alabed