Boğaziçi Üniversitesi’nin yanındaki Rumelihisarındaki caminin imamı, Diyanetin gönderdiği hutbedeki bu paragrafları atladı. Galiba öğrencilerin aklını çalıştırmasından ürktü:
Mükerrem bir varlık olan insan, akıl gibi eşsiz bir nimet ile donatılmıştır.
İnsanı diğer varlıklardan ayıran ve ona değer katan bir nimettir akıl.
İyiyi kötüden ayırt etme kabiliyetidir.
İnsana sorumluluk bilinci veren, doğruyu yanlıştan ayırt etme vesilesi olan bir imkândır akıl.
Kul, Rabbinin mesajlarını akılla anlar ve hayatına kılavuz yapar.
Rabbine, çevresine ve kendisine karşı sorumluluklarını akılla idrak eder ve yerine getirir.
Bilgiyi akılla öğrenir, öğretir, yaşar ve yaşatır.
Bilgi ve teknoloji çağında yaşamaktayız. Ancak insanlık çoğu zaman bilgi ve teknolojiyi yeryüzünde iyiliğin hâkim olması için kullanmamış, istismar etmiş, bilgi ahlakından uzak adımlar atmıştır.
Bilgi, ahlaktan yoksunlaştıkça insanlık değer kaybetmektedir.
Eğitimin ruhundan, ilmin mana ve gayesinden mahrum bırakılan nice genç, bağnazlık, şiddet ve teröre savrulabilmektedir.
Bugün zulmün ve cehaletin kol gezdiği İslam coğrafyasında huzur ve güveni tesis etmek, Müslümanlar olarak dünyaya yeni bir medeniyet takdim etmek bizim görevimizdir.
Bu hususta hepimize düşen sorumluluk öncelikle doğru bilginin ve sağlam kaynağın peşine düşmek, ilmi ehil ellerden almak, sonra da öğrendiğimiz ile amel etmektir.
Prof. Dr. Caner Taslaman, 30.03.2018