Vahye teslim olmuşluğun adı olan İslâm, neyi nasıl tarif ediyorsa onu o şekilde bilmek, o şekilde inanmak gerekmekte olup, asla Kur’an’daki esaslarından uzaklaştırmamak gerekmektedir. Zira Kur’an Allah katından yanımızda bulunan hüccettir. Bu hüccet bizi emin kılmakta, imanımızı sağlamlaştırmaktadır.
Allah katında en çok kaçınılması gereken şeyin ortak koşma olduğu bilinmeli ve ona göre davranılmalıdır. Bunun içindir ki müslümanım diyen herkes mutlaka gerek imanını, gerekse amellerini gözden geçirmeli Kur’an eleğinde elemelidir. Ki Kur’an’ın koyduğu ölçüleri tutmayanlar eleğin altına düşsün ve eleğin üzerinde bulunması gerekenler üzerinde kalsınlar.
Ahiret, hesabın görüleceği anın başlangıcı ise bu hesapta kârlı çıkabilmek, beraat edebilmek ancak sahih bir imanla (akideyle) mümkündür. Sahih akideye eklenecek sâlih amellerin insanı kurtaracağını Kur’an buyurmaktadır.
Müslüman yalnızca vahye teslim olan demek olduğuna göre; hevâsına, mevkie, mala, şehvetine ve vahyin dışında ne olursa olsun herhangi bir şeye uymanın adı İslâm değildir. Zira vahye teslimiyet bir komple teslimiyet olup, parçalanması mümkün değildir.
İnanmak ve Yaşamak – Ercümend Özkan