Sosyal medya artık hayatımızın bir parçası haline geldi. Günümüzün çoğunu sanal alemde geçiriyoruz. Burada arkadaşlıklar kuruyor, hatta eşimizi bile buradan buluyoruz. Ne var ki ortamın sanal olması nedeniyle kişilikler de zamanla sanallaşıyor. Öyle ki bazı insanlar gerçekten şaka gibi. İşte ben de bu yazımda gerçek hayatta sosyalliği yakalayamadığı için hayatı sanalda arayan 5 enteresan tipi derledim. Bunlardan birisi olmadığınızı umarak, iyi okumalar diliyorum!
- Narsist Tipler
Başlıktan da anlaşıldığı gibi kendine hayran bu tipler, başkalarının da kendilerine hayran olmasını isterler. Gerçek hayatta hak ettiklerini düşündükleri yere ulaşamadıklarından, sosyal medyada ilgi odağı olmak için her yolu denerler. Bu tipleri şu hareketlerinden tanımak mümkündür:
Yazdıkları her durumun altına imza mahiyetinde isim-soyisim yazarlar. Kimsenin umurunda olmadığı halde olur olmaz her konuda videolar çekerler. Sosyal medyanın son dönem özelliklerinden biri olan canlı yayın uygulamasını kullanarak yine kimsenin umurunda olmayan basın açıklamaları yaparlar. Yine dikkatleri üzerlerine çekip daha çok beğeni alabilmek için marjinallikte sınırları zorlarlar. Ve bunu yaparken çoğu zaman komik duruma düştüklerinin farkında bile olmazlar.
- Aykırı Troller
Sorgulamak, her şeyi hemen kabul etmemek bir noktaya kadar güzeldir. Fakat bir noktadan sonra bazılarında muhalefet hastalığı olarak tanımladığım bir maraz ortaya çıkıyor. Bu kimselerin sosyal medyada bir şeylere karşı çıkmak dışında hiçbir yorum yapmadıklarını görürsünüz. Hatta bazıları eline geçirdikleri bir webcam ile hayatını ilme ve bilime adamış insanlara oturdukları yerden reddiye videoları çekerler. Haliyle kâle alınmayınca “korktu, cevap veremedi” diye bir video daha çekerler. Karşı çıktıkları şeyler çoğu zaman anlamadıkları bir ironi veya içyüzünü bilmedikleri bir meseledir. Güdüklükleri hasebiyle kendileriyle iletişim kurmak da bir hayli zordur. Bir de bu tiplerin bazıları çete halinde takılır, birbirlerini gazlarlar. Spam gibi hareket eden bu tiplerle uğraşmak neredeyse imkânsızdır. Arka arkaya kopyala-yapıştır usulüyle onlarca yorum atarken sizin ne cevap vereceğiniz onlar için hiç önemli değildir. Bu gibi tiplere karşı genellikle tek çare engellemektir.
- Aşkı Sanal Alemde Arayanlar
Gerçek hayatta özgüveni ve özgürlüğü sıfır olan bazı insanlar, hayalini kurdukları aşkı sanal alemde ararlar. Hiç tanımadıkları halde karşı cinsten insanları ekleyip özelden muhabbet kurmak için didinirler. Cuma, kandil ya da bayram mesajıyla kolay yoldan muhabbet kurmaya çalışanlar olduğu gibi “merhaba bacım” diyerek bodoslama dalanlar da mevcut. Bir süre cevap vermezseniz gelen bir sonraki mesaj “sizinle tanışmak istiyorum, niyetim ciddi” falan olabilir. Bayanların ise en belirgin özelliği paylaştıkları her şeyin hüzün kokup, tüm trip ve kaprislerini herkese açık olarak sosyal medyada sergilemeleri ve ikinci adlarına “erkekler eklemesin” yazmalarıdır. “Erkekler eklemesin” şeklindeki bu ekstra açıklamanın altında yatan mesaj şudur: “benim peşimden koş, beni ikna et çnkü bn klay lkma dilim taam mı?!”
Fakat üzülerek söylüyorum, bu insanların büyük bir kısmını özgüveni zayıf kendinden bihaber ergen kitlesi ya da özgürlüğü elinden alınmış, dinci aile baskısına maruz kalmış kesim oluşturmaktadır.
- Özel Yaşamını Milletin Gözüne Sokanlar
Sosyal medya bir iletişim ve haberleşme aracı olarak faydalıdır ancak bazı insanlar maksadını çok aşıyor. Bu tipler özel hayatlarına dair neredeyse hemen her şeyi insanların beğenisine sunarlar. Her adımlarında yer bildiriminde bulunur, gittikleri her yerden onlarca selfie atarlar. Yiyip içtikleri, yapıp ettikleri her şeyin fotoğrafını anında paylaşırlar. Çoğunun evcilik oynadığı bir kocişkolatası vardır. (Nasıl söyleniyor bilmiyorum, yazarken bile zorlandım.) Kocişkolatanın tek görevi karişkolatasının yaşamını sürdürebilmesi için kurdele almaktır. Gösterişi çok severler ama bunu milletin gözüne nasıl sokacaklarına bir türlü karar veremezler. Zira bu iş ciddi uğraş ve yaratıcılık gerektirir. “Eve sinek girmiş” diyerek pembiş evini, “şu lekeyi nasıl çıkarırım?” bahanesiyle kolundaki bileziklerini “tırnağım kırıldı” diye yüzüklerini fotoğraflayabilirler.
- Fake Hesap Takılan Korkaklar
Sosyal medyanın güvenliğiyle ilgili bir takım çekincelere sahip olup gerçek kimliğini belli etmek istemeyenler olabilir. Bunlara lafımız yok. Ancak düşüncelerini mertçe dile getirmekten korkan bazıları çareyi fake hesaplarda buluyor. Falanca kişinin şövalyesi filanca ideolojinin muhafızı oluyor. Tabi kimlik gizli olunca haddini bilmezlik de had safhada oluyor. Ayrıca nefret ettiğim bu tiplere şunları söylemek istiyorum: Manavın kızı, imamın oğlu, müezzinin yeğeni, şehadetin bekçisi, vuslatın hasreti, gülün dikeni, ilk müslüman, son muvahhide, falan mücahid, filan mücahide; sen kendi adınla adresinle yazmadığın müddetçe sanalsın. İşte bu yüzden bu kadar ukala ve küstahsın. Her aklına geleni söylemen, her ağzına dolanı yazman, bir kez olsun bile dilinin ucunu ısırmayı aklına getirmemen bir yana, Allah indinde söz ve yazının hükmünün bir olduğunu bir kenara bırakıp söylediklerinden, yorumlarından, kerç ve iftiralarından, böbürlenmeden ve kul hakkından hesaba çekilmeyeceğini sanman, hesap, mizan ve ahiret konusu hakkında sağlıklı bir şuura sahip olmadığını düşündürüyor. Senin bu üslubun, oluşmamış bir karakter, oturmamış bir kişilik, olsa olsa hamlık.
Saymış olduğumuz karakterlerden bir çoğu sanal aleme girince gerçek hayatta olduğundan farklı davranıyorlar. Çünkü oturduğun yerden dilediğin her şeyi yapabileceğin hissi ve bunun hesabının sorulmayacağı yanılgısı, insanların içine attıkları bir takım duyguları dışa vurmalarına neden oluyor. Allah’ın bizi sanal-gerçek ayırmadan her yaptığımızdan hesaba çekeceğini, internet geçmişini temizlemenin amel defterini temizlemek olmadığını unutmayalım.
Elimizdeki bu nimeti hayırlarda yarışmak için kullanmamız temennisiyle…
Süeda YILMAZ – http://www.fitrathaber.com/yazi/sosyal-medyanin-asosyal-tipleri