Bizim gençlere yönelik bir çağrımız var. Öteden beri diyoruz ki: “Bize gelmeyin kendinize gelin.” Bize gelmek demek şu demek: Şu veya bu cemaate kapanan bir genç adam bütün dünyayla temasını kesiyor ve tek kişinin ufkunun sınırlarına kendisini kapatıyor.
Kâinat/varoluş/insanlık tek kişinin ufkuna/aklına/bilincine sığmayacak kadar geniştir ve kapsamlıdır. Onun için genç adamın şiarı şu olmalıdır: Genç adam, genç topluluk tek akla, tek boyuta, tek bağlama, tek etnik aidiyete, tek mezhebe, tek hizbe kapanmamalıdır. Zaten ümmet olmak da bu demektir. Genç adam akılları çoğaltmanın yollarını bulmalıdır.
Genç adamın bir kişiyi taklit ettiğini düşünün. Bu düşünsel intihar anlamına gelir. Siz yeryüzünde var olmak ve sorumluluk almak üzere bulunuyorsunuz.
Sizler bugünün gerçekliğini sizden öncekilerden çok daha kolay anlayabileceğiniz bir enformasyon çağında, iletişim çağında yaşıyorsunuz. Dolayısıyla bu, siz bizim kuşaklardan daha farklı bir noktada bulunuyorsunuz demektir. Elinizde daha geniş imkânlar var demektir. Onun için ufkunuzu tek adamların, tek yorumların, tek boyutun kapatmasına izin vermemelisiniz. Genç olmak demek bu demek. Bunu da en güzel şekilde yapmanın yollarını bulmalısınız.
Yani namımız yürüsün diye yapmak yerine Allah’ın namı yürüsün diye yapmak, bencilik yapmamak, ben merkezcilik yapmamak, diğerkâm olmayı başarmak, herkese açık bir zihinsel bir dikkate, inceliğe sahip olmak, içimizin herkese açık olmasını sağlayabilecek bir hassasiyete açık olmak, herkesle konuşacak şekilde dosyalarımıza, düşüncelerimize hâkim olmanın yollarını bulmak, herkese açık bir ufuk/perspektife sahip olmak gibi sorumluluklarımız var. Onun için genç olmak, genç kalmak demek kimseyi taklit etmeksizin, tekrar etmeksizin, putlaştırmaksızın, yüceltmeksizin ilim sahipleriyle, ehliyet ve liyakat sahipleriyle görüş alışverişinde bulunarak gerektiğinde onları da aşma iradesini göstermekle başlar.
Eğer siz birisi tarafından ufkunuz kapatıldığında buna itaat ediyorsanız genç olmayı kaybediyorsanız. Mesela ben 73 yaşındayım. Siz beni farz-ı muhal taklit etmeye kalkışsanız 73 yaşına gireceksiniz. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Tecrübe sahiplerinin görüşlerinden yararlanılabilir, ama siz 73 senesinden sonrakilere nüfuz etmek gibi bir perspektife, vizyona sahip olmak durumundasınız. Bizim zamanımıza özgü gerçekliklerle sizin zamanınıza özgü gerçeklikler kuşkusuz çok birbirinden çok farklı.
Onun için herhangi bir yazarı, herhangi bir düşünürü daha çok kendi zamanlarının nabzını tutarak değerlendirmek gibi bir ilkeniz olmalı.
Tek yazara, tek düşünüre, tek üstada, tek politik lidere bağlanarak bir topluluğun hayatını sürdürmesi demek kader kurbanı olması anlamına gelir.
Türkiye bağlamında konuşuyoruz. Bugün Türkiye’de pek çok topluluk bu tarz bir tercihte bulunduğu için kader kurbanı noktasındadır. Onun için genç adam insanlık çapında düşünmekle sorumludur. İnsanlık çapında üretmekle sorumludur. İnsanlık çapında, insanlığın nabzını tutan bir dikkate sahip olmakla sorumludur.
Çünkü bugün dünyayı takip etmek her çağdan çok daha kolay bir noktada bulunduğumuzu gösterir. Çünkü anında iletişimin sağlandığı bir dünyada sadece bilginin mahiyeti hakkında tevhidi bir duyarlılığa sahip olmak yeter. Bunu sağaldığımız takdirde pek çok şeyi başarabiliyoruz.
Atasoy Müftüoğlu, 11.01.2015 – http://erdemligenclik.net/2015/01/11/genc-olmak-demek-yeniden-baslamak-demektir/